Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Faiz ve Faiz Teorileri Hakkında
www.arsivbelge.com
Faiz ve Faiz Teorileri Hakkında dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Faiz ve Faiz Teorileri Hakkında başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Faiz Nedir? Faiz Teorileri Hakkında Bilgi

Faiz kullanılan sermayenin getirisini ifade etmekle birlikte aynı zamanda ödünç verilebilir fonlara uygulanan kira getirini ifade eder.

Faiz, borç verenin parasını belirli bir süre kullandırması karşılığında aldığı bedeldir. Faiz oranı genellikle yıllık olarak ifade edilir. Örneğin “6 aylık mevduat faiz oranı yüzde 14” dendiği zaman 6 aylık getirisinin yüzde 7 olduğu anlaşılmalıdır. Bu şekilde kullanılan tüm faiz oranları ‘nominal faiz’ olarak ifade edilir. Bir ekonomide nominal faiz, yaklaşık olarak reel faiz ile beklenen enflasyon toplamından oluşur. Başka bir ifadeyle; reel faiz, nominal faiz oranından enflasyon oranının arındırılmasıyla bulunur. Yani gerçek faizdir. Örneğin enflasyon oranı yüzde 10 , mevduat faizi oranınız da yüzde 10 ise gerçek faiziniz sıfırdır. Veya başka bir tabirle; sanki hayır işlemek üzere paranızı bedavaya kiralıyorsunuz demektir. İşte bu sebeple, enflasyonu düşüremediğiniz sürece “haydi faizleri düşürelim” diyemezsiniz. Enflasyon ne kadar yüksekse özel sektör faizleri de o kadar yüksek oluşur. Çünkü hem kredi veren, hem de mevduat sahipleri açısından enflasyon altında bir faiz oranının kabulü akla, mantığa ve matematiğe uygun düşmez.

Faiz Teorileri

Faizin varlık sebebini ve büyüklüğünü izah eden görüşlerdir. Faiz iktisadın en eski sorunlarından biridir. Zaman seyri içinde, faizin meşruluğu, niteliği ve ekonomi içinde oynadığı rol, tahlillerde ön plana geçmiş ve devrin iktisadi düşüncesine hakim olmuştur.

İlk zamanlar, tüketim ihtiyaçları için alınan miktarların ödenmesi büyük güçlükler yarattığından faiz, genellikle mahkum edilmiştir. Aristo, «para parayı doğurmaz» diyerek cephe almış, daha sonraları Thomas Aguinas dini düşüncelerin ağır bastığı bir davranışla karşı çıkmıştır.

Özellikle sanayi Kapitalizm'in gelişmesiyle faiz hakkındaki olumsuz tutumlar yumuşamış ve iktisadi rolünü, hislerden arınmış olarak ortaya koymak imkanları artmıştır.

Faiz Teorilerinin gelişiminde başlıca iki akım göze çarpar. Görüşler arasında sermayenin kaynağı olarak tasarrufu kabul etmek noktasında bir ayrılık yoktur. Ancak, birinci akım sermaye piyasasında karşılaşan tasarruf arzıyla yatırım talebinin tayin ettiği faiz haddinln izahında reel faktörlere ağırlık verir. Klasik ve Neoklasik iktisatçıların genellikle dahil olduğu bu akıma karşılık, J. M. Keynes sorunu tamamen parasal açıdan ele almakta ve para arzıyla talebini faiz haddinin teşekkülünde esas tutarak ikinci akımı meydana getirmektedir.

i) Reel görüşler içinde, Nassau Senior'a göre, faiz de bir fiyattır ve sermaye arz talebinin karşılanmasıyla ortaya çıkar. Tüketicilerin fedakarlığa katlanarak tasarrufa gitmeleri sermaye arzını meydana getirir ve perhizkarlığın bir bedeli olmak gerekir. Sermaye talebi ise, sermayenin üretimi daha verimli kılmasına diğer deyişle verimliliğine bağlanır.

Bu görüşü Lassalle ve Marx istihza ile karşılamışlar, fedakarlık yaparak tasarrufta bulunabilmenin ancak kapitalist sınıf imkanları içinde olduğunu asgari geçinme seviyesinde ücret gelirine sahip emekçilerin bundan zorunlu olarak yoksun kalacaklarını belirterek şiddetle eleştirmişlerdir.

Böhm - Bawerk faizin varlığını geleceğin insan gözünde değer kaybına uğraması nedeniyle psikolojik bir temele dayatır insanlar; genellikle bugün ellerinde bulundurdukları değerleri yarınki değerlere tercih etmek eğilimindedirler. Bu yüzden hem tasarrufu teşvik etmenin ve hem de tasarruflarını başkalarına bir süre devretmelerinin sağlanması için «bugün-yarın» arasındaki farkı kaldıracak bir fazlalığın tasarruf sahiplerine verilmesi gerekir. Kısaca zaman tercihi faizin nedenidir. Böhm - Bawerk'ın bu konudaki tahlilleri Agio Faiz Teorisi oiarak adlandırılmaktadır.

Reel unsurlara ağırlık veren klasik görüşü, genel hatlarıyla, şöyle toplamak mümkündür;

Sermaye arzı, bir tasarruf arzıdır. Her faiz haddine bir tasarruf arzı tekabül ettiğine göre, tasarruf sahibi, tasarrufu meydana getirebilmek için katlandığı külfet ile tasarrufunu devretmesiyle aide edeceği faizin sağladığı faydayı eşit kılmak peşindedir.

Sermaye talebi, yatırım için yapılan bir taleptir ve sermayenin marjinal verimliliğinin bir fonksiyonudur.

Böylece, sermaye talebini ve sermaye arzını gösteren eğrilerin keşişmesiyie faiz haddi tayin edilir.

ii) Faizi tamamen parasal(rnoneter) açıdan ele alan Keynes'ten önce, bu akımın öncülerinden olarak İsveçli iktisatçı Knut Wicksell'i belirtmek mümkündür Wicksell, «faiz haddini, para miktarının azlığına veya çokluğuna bağlı» görmüştür.

Keynes's göre, Her şeyden önce, paranın iktisadi hayatta aktif bir role sahip olduğunu kabul etmek gerekir. Reel hayatta rol alan iktisadi sürelerin para talep etmosi paranın sağladığı kendine has hizmetler olmasındandır. Bunlar muamele, ihtiyat ve spekülasyon hizmetleridir. Halkın likidite tercihi bu üç hizmet nedeniyle ortaya çıkar ve elindeki likid para miktarını belirler.

Keynes, tasarruf ve yatırım; faiz haddine bağlamaz. Çünkü, tasarruf bir artık (rasidu)dır. Gelirin tüketilmeyen kısmıdır ve tüketim eğiliminin fonksiyonudur. Yatırımda, kendi yönünden, yatırım eöilimina bağlıdır. Bu durumda faiz, tasarrufun mükafatlandırılması değil, bilakis, likidite'den vazgaçmenin bir fiyatı veya bedelidir.

Genel çizgilerle, para arzı ve talebi faizi tayin eder. Halkın likidite tercihi para talebini, ülkenin para politikasını yürüten otoritelerin piyasaya sürdükleri para miktarı da, para arzı'nı meydana getirir.

iii) Faizi izah eden bu görüşlerin büyük ölçüde tek yönlü olması nedeniyle, toplayıcı nitelikte ödünç Verilebilir Fonlar Teorisi ileriye sürülmüştür. Faiz hadleri, aslında hem reel ve hem de moneter faktörlere bağlıdır. Örneğin, arz yönünden sadece gerçek tasarrufları değil, aynı zamanda bankalar sisteminin yarattıkları kredileri (banke parası) da gözetmek gerekir. Burada, faiz hadlerinin tayininde bağdaştırıcı ve eksiksiz bir izah endişesi hakimdir.

Faiz Oranları Nasıl Belirlenir?

Reel faiz= Nominal Faiz - Enflasyon

Faiz teorileri

1. Klasik Faiz Teorisi: Klasiklere göre geçerli faiz oranı reel faiz oranıdır. Faiz oranı tasarrufların ödünç verilmesinden elde edilen getiridir ve aynı zamanda tüketimden vazgeçmenin bedelidir. Klasik modelde faiz oranı para piyasasında değil yatırımlar ve tasarruflar tarafından mal piyasasında belirlenir.

2. Ödünç Verilebilir Fonlar Teorisi-K. Wicksell: Para ve sermaye piyasasında ödünç alınıp verilen fonlardan hareketle faiz oranını belirlemeye çalışan modeldir. Ödünç verilebilir fon arzı faiz oranıyla doğru yönlü, ödünç verilebilir fon talebi faiz oranıyla ters yönlü ilişki içerisindedir. Denge faiz fon arz ve talebi tarafından belirlenir. Wicksell’e göre parasal faiz ve doğal faiz oranı olmak üzere iki faiz oranı söz konusudur. Dengede olan bir ekonomide piyasa faiz haddi doğal faiz haddine eşittir. Bu durum fiyat istikrarının sağlandığı durumdur. Doğal faiz piyasa faizini aşarsa enflasyonist süreç yaşanır. Tersi durumda deflasyonist süreç yaşanır. Wicksell’e göre ekonomide dalgalanmaların temel sebebi piyasa faizi ve doğal faiz arasındaki farklılıklardır.

3. Keynesyen Faiz Teorisi (Oranı): Keynese göre faiz para piyasasında para arzı ve para talebi tarafından belirlenir. Keynes para piyasasında denge aynı zamanda tahvil piyasasında dengeyi ifade ederken, denge faiz para arz ve talebinin kesiştiği noktada sağlanır. Keynesyen modelde faizin iki önemli rolü vardır;

  • Faiz tasarrufu para olarak tutmanın fiyatı veya likiditeden vazgeçmenin ödülü olarak görülür. Tasarrufların para olarak tutulması ile tahvillere kayması arasındaki ilişkiyi etkiler.
  • Faiz para piyasası ile reel sektör arasnda sermayenin marjinal etkinliği vasıtasıyla ilişki kurar.

4. Neo Keynesyen Sentez (Hicks-Hensen): Faiz oranının mal ve para piyasasında eş anlı dengeden hareketle belirleneceğini ortaya koyan ve IS-LM modeli olarak ifade eden dengedir.

Para Arzındaki Değişimin Faiz Oranı Üzerine Etkisi

A. Likidite Etkisi: Para arzı artışının tahvil talebinin arttırılmasına bağlı olarak faiz oranlarının düşmesi şeklinde kısa dönemde ortaya çıkan etkidir. 

B. Fiyat Etkisi: para arzı artışının fiyatlar genel düzeyini arttırmasına bağlı olarak; para talebinin artması ve buna faiz oranının artması şeklinde sonradan ortaya çıkan dolaylı etkidir.

C. Gelir Etkisi: Para arzı artışının harcamaları arttırmasına bağlı olarak para talebinin artması ve faiz oranının yükselmesi şeklinde sonradan oluşan dolaylı etkidir.

D. Fisher Etkisi: Para arzı artışının bireylerin enflasyon beklentilerini arttırmasına bağlı olarak faiz haddinin enflasyon beklentisi kadar artması şeklinde sonradan oluşan dolaylı etkidir.

Parasal Aktarım Mekanizması

  • Geleneksel Keynesyen Görüş: Keynes’e göre para arzındaki artışın faiz oranlarını düşürerek yatırım harcamalarını etkilemesiyle reel değişkenlerin etkileneceğini savunduğu görüştür. Ms↑, i↓, I↑, AE↑, Y↑
  • Döviz Kuru Kanalı: Para arzı artışının yerli paranın değer kaybetmesine sebep olmasıyla reel değişkenlerin etkileneceğini savunan görüştür. M↑, i↓, Sermaye Çıkış↑, Yerli paranın değeri↓, İhracat↑, Gelir↑
  • Hisse Senetleri Fiyatı Kanalı: Para arzı artışının hisse senetleri fiyatlarını arttırmasıyla Tobin’in “q” değerinin artmasına bağlı olarak yatırım artışını geliri arttıracağını ifade eden görüştür. 
     
  • Dayanıklı tüketim Malı Harcaması Kanalı: Para arzı artışının faiz oranını düşürürken borçlanma maliyetlerini azaltıp harcamalarını arttıracağını ifade eden görüştür.
  • Servet Kanalı : para arzı artışının bireylerin servetlerini arttırırken tüketim harcamalarının artması ile ekonominin etkilenmeyeceğini savunan görüştür.
  • Banka Kredileri Kanalı: Para arzı artışının kredi faizlerini düşürüp yatırımların artmasıyla ekonominin etkileneceğini ifade eden kanaldır.
  • Monoterist Görüş: Para arzında meydana gelecek artışlar ekonomik birimlerin pörtfoylerinde tutmak istedikleri para miktarından daha fazla paranın portföyde yer almasına neden olur. Bu durumda ekonomik birimler portföylerindeki fazla para ile doğrudan nihai mallara olan taleplerini arttıracaklar ve ekonomideki reel değişkenleri etkileyeceklerdir. Monoteristlere göre para arzı artışları ekonomiyi dolaylı yönden değil doğrudan etkilemektedir. 

 

Konu ile ilgili örnek bir araştırma için aşağıdaki dokümanı inceleyebilirsiniz:

Faiz Teorileri Üzerine Bir İnceleme: Finansal İstikrarsızlık Hipotezinin Temel Dayanağı

Çağdaş iktisat literatüründe faiz a priori bir olgu olarak kabul edilmektedir. Faizin belirlenmesi ile ilgili teorik ve ampirik çalışmaların çokluğuna rağmen, faizin açıklanması konusunda hala yetersizlikler vardır. Dini kuralların ve bazı ideolojik görüşlerin faizi yasak kılması sebebiyle bazı ülke ekonomilerinin tasarrufları finansal sistemin içine çekemedikleri yönünde iddialar vardır (Metwally, 1990:12). Bu konu bu ülkelerde kaynakların etkin kullanımı problemi yanında ekonomiye kazandırılmasının daha öncelikli bir durum olarak ortada olduğu iddialarını da güçlendirmektedir. Bu sebeple bazı ülkeler söz konusu sorunu kısmen çözmek amacıyla özel mali işletmeler geliştirirken bazıları tek taraflı olarak faizi kendi bünyesinde yasaklamaktadır. Dokümanın Tamamı İçin Tıklayınız!

Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Faiz Lobisi Hakkında(5355)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!