Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

İlk Vahy ve İlk Vahyin Sırrı
www.arsivbelge.com
İlk Vahy ve İlk Vahyin Sırrı dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
İlk Vahy ve İlk Vahyin Sırrı başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

İlk Vahy Hakkında Bilgi ve İlk Vahyin Sırrı

Eskiden beri Mekke'deki hanîf ve zâhitler, recep ayında inzivâya çekilirlerdi. Her biri, Mekke'nin 3 mil (bir saat) kuzeyinde Hira (Nûr) dağında bir köşeye çekilir, tefekküre dalardı. 40 yaşlarına doğru Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kalbinde de bir yalnızlık sevgisi belirdi. O da Hira (Nûr) Dağında bir mağaraya çekilip, günlerce orada kalıyor, Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz kudret ve azametini düşünerek O'na ibâdet ediyordu. Giderken azığını da berâberinde götürüyor, bitince evine dönüyor, sonra tekrar gidiyordu. Böylece Cenâb-ı Hakk, O'nu büyük vazifesine hazırlıyordu. Zaman zaman "Sen Allah elçisisin..." diye kulağına sesler geliyor, fakat etrafta hiç bir şey göremiyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e ilâhi vahyin başlangıcı, sâdık rüyâlar şeklinde oldu. Gördüğü her rüya, olduğu gibi çıkıyordu. Bu hâl, altı ay kadar devam etti.

İlk Vahy

610 yılı Ramazan ayının Kadir Gecesinde, ridâsına bürünüp Hira'daki mağarada düşünmeye dalmış olduğu bir sırada, bir sesin kendisini ismi ile çağırmakta olduğunu duydu. Başını kaldırıp etrafına baktı; kimseyi göremedi. Bu sırada her tarafı ansızın bir nûr kaplamıştı; dayanamayıp bayıldı. Kendisine geldiğinde karşısında vahiy meleği Cebrâil'i gördü. Melek O'na: -"Oku" Dedi. Hz. Muhammed (s.a.v.): -"Ben okuma bilmem", diye cevap verdi. Melek, Hz. Muhammed (s.a.v.)'i kucaklayıp güçsüz bırakıncaya kadar sıkdı. -"Oku" diye emrini tekrarladı. Hz. Muhammed (s.a.v.) yine: -"Ben okuma bilmem..." cevâbını verdi. Melek emrini tekrarlayıp üçüncü defa Hz. Peygamber (s.a.v.)'i sıktıktan sonra "el-Alak" Sûresi'nin ilk beş âyetini okudu. "Yaratan Rabb'ının adıyle oku. O, insanı alak'tan (aşılanmış yumurtadan) yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'ın sonsuz kerem sahibidir." (El-Alak Sûresi, 1-5). Meleğin arkasından Hz. Peygamber (s.a.v.)'de bu âyetleri tekrarladı. Heyecanla mağaradan çıkarak evine geldi. Yolda ilerlerken gök yüzünden bir sesin: "Ya Muhammed. Sen Allah'ın elçisisin, Ben de Cibril'im" dediğini duydu. Başını kaldırdığı zaman, Cebrâil'i gördü. Korku içinde evine vardı. Eşi Hz. Hatice'ye: "Beni örtünüz, çabuk beni örtünüz" dedi. Bir müddet dinlenip heyecanı geçtikten sonra gördüklerini Hz. Hatice'ye anlattı, kendimden korkuyorum, dedi. Hz. Hatice, O'nu şu ölmez sözlerle teselli etti. "Öyle deme. Allah'a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk hiç bir vakit seni utandırmaz. Çünkü sen , akrabanı gözetirsin. İşini görmekten âciz kimselerin ağırlıklarını yüklenirsin, Fakire verir, kimsenin kazandıramayacağını kazandırırsın. Misâfiri ağırlarsın. Hak yolunda zuhur eden olaylarda halka yardım edersin..."

İlk Vahyin Sırrı Hakkında Bilgi

Hz. Peygamber olayı şöyle anlatır: "Melek bana okumamı emretti. Kendisine okuma bilmediğimi söyledim. Beni kollarının arasına alıp kuvvetle sıktı; sonra 'Oku!' dedi. Ben yine, 'Okuma bilmem' dedim. Beni tekrar kollarımn arasına aldı, kuvvetle sıktı ve 'Oku!' diye tekrar etti. Ben yine 'Okuma bilmem' dedim. Üçüncü defa kollarının arasına alıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi: 'Yaratan rabbinin adıyla oku; O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretmiştir" (bk. Buhârî, Bed'ü'I-vahy, 3; Müslim, İmân, 252)

Öncelikle ifade edelim ki, Peygamberimiz, ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyor. Gecenin karanlığında garip bir şahıs ortaya çıkıyor ve “oku” diyor. Böyle bir durumda -okuma yazması olmayan- peygamberimizin “ben okumayı bilmem”demesinden daha tabii ne olabilir ki..!

Arapçada “ikra=oku" emri muhatap tarafından iki şekilde anlaşılmaya müsaittir:

Birincisi, yazılı bir metnin okunmasıdır.

İkincisi, hafızasında, ezberden okunmasıdır. Bu ilk vahiyde yazılı metin olmadığına göre “oku” emri muhatabın kendisine okunacak ayetlerin ezberlenmesine yönelik bir emirdir.

"Elbette bu Kur’ân Rabbülâlemin’in indirdiği bir kitaptır. Onu Rûhu’l-emin, uyaran nebîlerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir." (Şuara, 26/192-195), ayetlerinde de buyurulduğu gibi, Kur'an-ı Kerim sözlü olarak Peygamberimizin kalbine inmekteydi ve onu ezber olarak bilmekteydi.

Bununla beraber, burada ki “oku” emri,  yakın bir gelecekte peygamber efendimize vahiy olunacak ayetlerin yazılı bir metin olarak kaydedilmesine bir işaret ve bu emrin yerine getirilmesine dair bir manevî fermandır. Onun içindir ki, peygamberimiz kendisine inen her ayeti anında -katipleri vasıtasıyla- yazıya geçirmiştir. Bunun yanında kendisi de derhal ezberlemiş ve arkadaşlarına da ezberletmiştir.

Bu ayetler, Hz. Peygamber'e inen ilk vahiy olup Peygamber'e ve onun şahsında tüm müslümanlara okumayı emretmiş, onları kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. İlk vahyin "oku" emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi, okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Kur'an'ın, canlılar arasında insanın farklı ve üstün yerini onun öğrenme özelliği ile tanımlaması son derece anlamlıdır. (ayrıca bk. Bakara 2/31) Âyette Hz. Peygamber'e emredilen okumanın konusu belirtilmemiştir; çünkü başta kendisine indirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere, okunması yani üzerinde inceleme yapıp zihin yorarak hakkında bilgi edinilmesi, ders ve ibret alınması ge¬reken her şeyi tanıması, hakikatini anlayıp kavraması istenmektedir.

Kuşku yok ki yaratanı tanımak, bilimin de dinin de temelini teşkil eder. Bu sebeple"Yaratan rabbinin adıyla oku" buyurularak Hz. Peygamber'in okuma faaliyetine veya herhangi bir işe, başka varlıkların adıyla değil, yaratan rabbin adıyla başlaması ve O'ndan yardım istemesi emredilmiştir.

Âyette "Yaratan rabbinin adına oku" şeklinde de mâna verilebilir. Sonuçta okumanın (veya herhangi bir faaliyetin) Allah'ın adıyla, Allah için ve Allah adına yapılması emredilmiştir.

Ayrıca, Âyette "Yaratan rabbinin adıyla oku" buyurularak özellikle yaratma sıfatına vurgu yapılmıştır. Çünkü hem insandaki okuma yeteneği ve imkânını hem de onun okuduğu, incelediği, anlamaya ve kavramaya çalıştığı objeleri, nesneleri yaratan Allah'tır, İnsan, bilgi edinme sürecinde Allah'ın verdiği imkân ve yetenekleri kullanmakta, O'nun yarattığı şartlarda ve onun yarattığı varlıklar üzerinde bilimsel inceleme ve araştırmalar yapmaktadır.

Durum böyle iken, yani O'nun yarattığı yeteneklerle O'nun yarattığı varlık âlemini incelerken, bütün bu lütufları görmezlikten gelerek Allah'a şükretmemek, O'nu tanımamak, üstelik bunu bilim adına yapmak büyük bir nankörlüktür.


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     
Çalışmalarınız ve ödevleriniz için her türlü kaynak ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!
          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!