19 Yüzyıl Avrupa Ekonomi ve Siyaseti
19. ASIRDA AVRUPA:
Rönesans ve reform, Avrupa’da düşünce yapısının değişmesinde ve aydınlanma devrinin başlamasında ehemmiyetli rol oynadılar. Akıl ve deneye ehemmiyet veren yeni bir dünya görüşü hâkim olmaya başladı. Fikren gelişen Avrupa, İngiltere’de ki politik ve sosyal değişikliklerinde tesiriyle yeni oluşumlara ortam hazırlamıştır. Bilhassa Fransa’da olan ihtilâl yeni bir devir açmıştır. Fransa’da “kral benim” anlayışı bitmiş, siyasal ve sosyal alanda büyük değişiklikler olmuştur.
Halk egemenliği hâkim kılınmış, anayasacılık aktifiyeti başlamıştır. Keyfi idareler dönemi bitmiş, hükümdarlara karşı halk kitleleri harekete geçmiştir.
Fransız İhtilâli Osmanlı Devleti üzerinde hem pozitif hem de negatif bir takım sonuçlar doğurmuştur.
Negatif İstikameti: Osmanlı İmparatorluğunda milliyetçiliğe dayalı iç başkaldırılar çıkmıştır. Ülkenin çeşitli milletleri olan; Rumlar, Hırvatlar, Sırplar, Bulgarlar, Arnavutlar, Romenler ve Araplar bağımsızlık amacıyla ayaklanmışlardır. Bu başkaldırılar Osmanlı Devleti’ni çaresizliğe, yalnızlığa ve neticede yıkılmaya götürmüştür.
Pozitif İstikameti: İhtilâlin bir takım fikirleri Osmanlı litara-türünde yaygın olmayan anayasacılık, özgürlük, demokrasi ve Türk milliyetçiliği gibi kavramların oluşmasını sağlamıştır.
l. SANAYİ İNKILÂBI VE DOĞURDUĞU SONUÇLAR:
Endüstri İnkılâbı kolay olarak dile getirilecek olursa aletin yerine makinenin geçmesidir. Tekniğin, üretimin ve erişim olanaklarının gelişmesi ile 18. asırdan itibaren muasır dünyada ortaya çıkan gelişmelerin bütünüdür. Buhar kuvvetinin endüstriye uygulanması, • buharla işleyen makinelerin çoğalması az vakitte çok mal üreten fabrikaların kurulması ile endüstri ve ticarette kimi değişmeler ve gelişmeler olmuştur.
Sanayi İnkılâbı, öncelikle ve bariz bir şekilde 1750-1830 seneleri arasında İngiltere’de ortaya çıkmış, sonraları diğer Avrupa ülkelerine de dağılmıştır.
İlk olarak İngiltere’de olması burada bazı koşulların diğerlerinden önceden doğmasına bağlıdır. İngiltere’nin büyük sömürge kaynaklarına sahip olması, hammadde birikimi ve geniş pazar olanakları diğer Avrupa devletlerinden daha önce sanayi inkılâbını gerçekleştirmesine ortam hazırlamıştır.
Aynı dönemlerde Osmanlı Devleti ise geniş hammadde kaynaklarına sahip olmasına karşın sanayi inkılâbını gerçekleştirememiştir. Bunda en ehemmiyetli etken bilim ve teknolojik istikametten gelişmemiş olmasıdır. Osmanlı Devleti’nde böyle bir hareketin olmaması kısa vakitte büyük devletlerin pazarı haline gelmesine kapı araladı.
II. Neticeleri:
1. Sömürgecilik gelişmiştir.
2. Bol, ucuz ve kaliteli imalat sağlanmıştır.
3. Hammadde ve pazar ihtiyacı artmıştır.
4. Büyük anapara birikimleri gerçekleşmiş, böylece büyük şirketler ortaya çıkmıştır.
5. Anapara tek elde toplanmaya başlamıştır.
6. Kapitalizm, sosyalizm ve emperyalizm gibi fikir akımları ortaya çıkmıştır.
7. Endüstri şehirleri oluşmaya başlamıştır.
8. Şehirleşme meseleleri ortaya çıkmıştır.
9. İşsizlik meselesi ortaya çıkmıştır.
10. İşçi-işveren meseleleri başlamış, sendikacılık faaliyetleri ortaya çıkmıştır.
11. Çekirdek aile modeli, düşük fiyatlı işçi çalıştırılması neticesi ortaya çıkmıştır.
III. Sanayi İnkılâbı konusunda Akımlar: ‘
1. Kapitalizm:Devlet müdahelesi yoktur Ekonomik faaliyetler serbesttir. Bireylerin istemine bırakılmıştır. Bu düzeyde fiyatlar piyasada arz ve öğrenci göre şekillenir. Kapitalizmde işçiler, işverenler devamlı olarak kendi çıkarlarını düşünürler.
Kapitalist sistem bir istikametten Avrupa ülkelerinin sömürgecilik siyasetine da güç kazandırmıştır. Bu sistemde en büyük darbe işçilere vurulmuştur. Ama uzun yıllar süren işçi hareketleri Avrupa’da belli bir düzeye erişmiş, bunun bir neticesi olarak sendikal haklar ortaya çıkmıştır. İşçi, işveren arasındaki anlaşmazlığın giderilmesiyle Avrupa’da büyük bir verimliliğe ve yüksek gelir düzeyine erişilmiştir. Böylelikle Avrupa toplu bir refah düzeyine erişmiştir.
2. Emperyalizm:Bir devletin hudutlarını genişletme siyasetidir. Aynı ekonomik ve sosyal bütün içinde etnik ve kültürel bakımdan değişik toplumların, merkezi bir iktidarın otoriter idaresi altında bir araya getirilmesi düşüncesi kısaca emperyalizmi tanımlar.
Bu düşünce aslında insanlık tarihinin çok daha önceki dönemlerine kadar uzanır. Endüstri İnkılâbıyla doğan ekonomik emperyalizm, hammadde ve pazar alanlarının aranmasından doğmaktadır. Başka bir deyişle bu düşünce çağdaş çağların bir ürünüdür.
Devletleri emperyalist emellere yönelten yalnızca ekonomik sebepler değildir. Beynelmilel alanda devletlerin vaziyeti ve balans meselesi emperyalizmi doğuran belki de en ehemmiyeti! etkendir.
3. Sosyalizm:Demokrasinin ve kapitalizmin doğurduğu yetersizlikler ve adaletsizlikler sosyalizmin itibar kazanmasına sebep olmuştur. Sosyalizm kâr ve özel menfaat sağlamayı düşünmeyen, kamu faydanını asal alan ortaklaşa sistemin vakit içinde uygulanışıdır.
Kaynak: Bilgi Media & Vikipedi Dünya ve Avrupa Tarihi Ansiklopedisi |