Pentecostalism

Yaklaşık 30 çocuğun (7-13 yaşları arasında) aileleriyle birlikte amerika’nın kuzey dakota eyaletinde katıldıkları bir yaz kampında yapılan faaliyetleri mercek altına alan ‘jesus camp’ adlı belgeselle tekrar gündeme gelmiş dini mezheptir. Seküler-liberal amerika’ya taban tabana zıt olarak hızla büyeyen ve protestanlığın diğer liberal ya da seküler-humanist yorumlarına şiddetle karşı çıkan ve amerika’da 80 ile 100 milyon arasında üyesi bulunan tutucu evangelistlerin içinde ise en eksantrik ve hararetli tutucu olan akım pentecostal hareketidir. Pentacostallar, diğer evangelistler gibi incil’de yer alan tüm anlatıların birebir doğru olduğuna inanmaları kürtaj ve darwin öğretisi karşıtı olmaları ve george w. bush ve cumhuriyetçiler’in en sağlam oy potansiyelini oluşturmaları yanı sıra kutsal ruh’un kulun bedenini kullanarak konuşabileceği inancı doğrultusunda “speaking in tounges” adlı ayinleri ile de bilinirler. Günümüzde, pentecostalizm, gerek amerika’daki, gerekse dünyadaki hristiyan alemi içinde en hızlı büyüyen mezhep konumundadır.

Jesus camp belgeselinin yapımcısı ewing, amerika’da pentecostal hareketine mensup 30 milyon kişi olduğunu belirterek, evangelik mezhebi içinde hiç de marjinal bir grup olmadığının altını çiziyor. jesus camp belgeselinde yaz kampına katılanlar da, kampta eğitmen olan rahip-hatip becky fisher de pentecostal cemiyetinin mensuplarıdırlar. belgeselde kameralara konuşan eğitmen-hatip becky fisher, temel hedeflerinin gelecek nesilleri “tanrı’nın ordusuna sadık hristiyan askerler” olarak yetiştirmek olduğunu vurguluyor. Bu doğrultuda ebeveynlerle birlikte el ele verip tüm günahlardan arınmış ‘saf hristiyan nesli’ yetiştirerek, (sözüm ona) baçlangıçta judea-hristiyan değerleri üzerine kurulmuş olan amerika’yı “ele geçirip yeniden Hz. İsa’ya iade edeceklerini” söylüyorlar. 

Hatip fischer kamp boyunca 30 çocuğa nasıl ‘gerçek’ (yani köktendinci) bir hristiyan olabileceklerini ‘öğretirken’ (yani beyinlerini yıkarken) “bu hasta ve bayat bir dünya. sizin bu dünyayı değiştirmeniz gerekiyor çocuklar. Bu da savaş demektir. Bu savaşın parçası olmaya hazır mısınız?” diye soruyor. Çocuklar da hep bir ağızdan haykırıyor: “evet, hazırız!” belgesel yapımcılarının bellirttiği gibi, fischer’in bu sözleri aslında amerika’da yaşayan milyonlarca tutucu evangeliklerin düşüncelerini ve ‘ahlaki değerlerden yoksun dinsiz imansız liberalizme’ karşı açtıkları kültür savaşını dile getiriyor. Bu kültür savaşının ancak pedagojik mühendislikle kazanılabileceğinin bilincinde olan rahip fischer, “burada abd hükümeti’ni, parlamentosu’nu, yargısını yeniden şekillendirecek nesiller” yetiştirmeyi hedeflediklerini açıkça ifade ediyor. zira rahip fischer “7 ile 9 yaşlarındaki çocuklara öğretilen her şey hayatlarının sonuna kadar onlarla kalacağını” vurguluyor. misyonunun, genç nesilleri ‘tanrı’nın ordusuna bağlı’ militan hristiyanlar olarak yetiştirmek olduğunu her fırsatta belirten rahip fischer, kilise ile devlet işlerini birbirinden ayıran anayasal düzenin ileriki yıllarda ortadan kaldırılacağından oldukça umutlu. 

Jesus camp belgeseli amerika’da gösterime girdikten sonra (askeri darbeye yol açmasa da) geniş halk kitlelerinin büyük tepkisine yol açtı. Kampın sahiplerine telefon ve fax aracılığıyla o kadar şikayet yağdı ki kampı kapatmak zorunda kaldılar. Böyle olması da gayet doğal zira belgeseli izlerken kampın eğitmeni olan fischer’in çocuklara aşıladığı dogmatism ve fanatizm insanın tüylerini ürpertecek derecede. Örneğin, fischer, köktendinci islam’ın boy gösterdiği ülkelerde olduğu gibi Amerika’daki gençlerin de hristiyan’lığa bağlı olmalarını arzuladığını dile getiriyor ve şunu vurguluyor: “filistin ve pakistan’da olduğu gibi, bizim gençlerimiz de Hz. İsa ve incil uğruna hayatlarını radikal bir şekilde feda edebilmeli!”