Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Hak ve Batıl Kavramları Hakkında
www.arsivbelge.com
Hak ve Batıl Kavramları Hakkında dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Hak ve Batıl Kavramları Hakkında başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Batıl ve Hak Kavramları Hakkında Bilgi

hakbatil.jpg

a-Batıl Nedir?
‘Batıl’ sözlükte; boş, boşa giden, doğru ve hakk olmayan, devamlı olmayan, hükümsüz 
olan, yok olan şeydir. 
‘Hak’ kavramının karşıtıdır. (Bakınız: Hakk) 
‘Batıl’ yapılmış olsa da, meydanda bulunsa da hiç bir hükmü ve geçerliği olmayan şeyler hakkında kullanılır. Meselâ, bir kimse iki kız kardeşle aynı anda evlenmiş olsa, bu evlilik ortada olduğu halde yapılan iş ‘batıl’dır, hakk değildir. 
Kur’an ‘batıl’ kelimesini bir kaç anlamda kullanmaktadır. Söz gelimi, ‘batıl’ hakkı örten bir perdenın adıdır. 
“Ey kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve siz de bildiğiniz halde hakkı gizliyorsunuz?” (3 Âli İmran/71)
‘Batıl’, hakkın, yani Allah’tan gelen doğrunun karşıtı olan yanlış ve geçersiz inançlardır. (41 Fussilet/42. 42 Şûra/24) 
‘Batıl’ bir âyette gerçek bilgiye dayanmayan delil anlamındadır. (40 Mü’min/ 5)
‘Batıl’ bir âyette ise boş şey, amaçsız ve faydasız bir iş manasında kullanılmaktadır. “Ayakta, oturarak veya yanları üzerinde Allah’ı zikredenler derler ki: Rabbimiz, Sen bunu (yeri ve göğü) batıl olarak (boşu boşuna) yaratmadın.” (3 Âli İmran/191). 
Kur’an, insanların bir kısmının Allah’ı bırakıp ta tapmakta oldukları ilâhlara veya putlara da ‘batıl’, geçersiz, hükmü olmayan temelsiz şeyler demektedir. 
“İşte böyle, hiç şüphesiz Allah, O, Hakk olandır ve hiç şüphesiz O’nun dışında tapmakta oldukları (tanrılar) ise batıldır ” (31 Lukman/30) 
Haklı bir sebebe ve gerekçeye dayanmayan, zulüm olan ve hak edilmeyen şeye de ‘batıl’ denilmektedir. Kur’an bu anlamda ‘insanların mallarını batıl yollarla yemeyin’ buyurrnaktadır. (2 Bekara/188. 4 Nisa/29) Bir takım ahbar (yahudi din adamları) ve ruhbanların (hırıstiyan din adamlarının) insanların mallarını haksız yere yedikleri haber veriliyor. (9 Tevbe/34) (Bakınız: Ruhban). 

b-Hakkın Karşıtı Olarak Batıl:
‘Hak ve batıl’ kavramları İslâm ile onun dışındaki dinleri nitelendirmek için kullanılıyor. Nitekim dinler tarihini yazan bir çok müslüman yazar dinleri ‘hak dinler’ ve ‘batıl dinler’ sşklinde iki başlıkta incelemişlerdir. 
Hak dinlere ‘milel’, batıl dinlere de ‘nihal’ denmiştir. (Bakınız: Millet). 
Kur’an, hakk kelimesini hem Allah (cc) için, hem de O’nun dini İslâm için kullanmaktadır. Çünkü Allah (cc) mutlak gerçektir, mutlak varlıktır, varlığı değişmeyen ve ebedidir. O’nun dini İslâm da doğrudur, temeli vardır, gerçektir ve kalıcı olandır. (22 Hacc/62) 
‘Batıl’, geçersiz, hükümsüz ve kalıcı olmayandır. 
Şu âyet hak ve batıl kelimelerini çok net bir şekilde ortaya koyuyor: 
“ (Allah) gökten bir su indirdi de kendi miktarınca sel oldu. Sel de yüze vuran bir köpük yüklendi. Bir süs veya meta (fayda) sağlamak için ateşte yakıp-erittikleri şeylerden (madenlerden) de bunun gibi bir köpük (posa) kalır. İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır, insanlara fayda sağlayacak şey ise yeryüzünde kalır. İşte Allah böyle örnekler vermektedir.” (13 Ra’d/17). 
Allah (cc) mutlak Hak’tır. O kendi varlığı ile vardır ve her şeyin yaratıcısıdır. Kıyamette her şey ölecektir ve yalnızca O’nun varlığı kalacaktır. (28 Kasas/88) Öyleyse O’nun dışındaki her şey O’nun sebebiyle vardırlar. Kendi başlarına bir varlıkları ve bir gerçeklikleri yoktur. Bu anlamda onlar batıldırlar, yani mutlak gerçek değillerdir ve varlıklarının tek başına bir hükmü yoktur. 
Hak olan Allah (cc) (20 Tâhâ/114. 18 Kehf/44. v.d.) yeri ve gökleri hak olarak yarattı. Bunları ve diğer bütün varlıkları varlığının âyetleri, belgeleri yaptı. İnsan bunlara bakar, basiretle bunları idrak eder ve hak olan yola, İslâma teslim olur. (2 Bekara/109, 147. v.d.) Ayrıca Rabbimiz, Hz. Muhammed’i hak peygamber olarak gönderdi. (2 Bekara/119) O’nunla beraber bir de hak Kitap indirdi. (2 Bekara/ 213). 
Bütün bunlara rağmen bazı insanlar kalıcı, sağlam, doğru olan Hakk’ı bırakır, köpük gibi bir değeri ve kalıcılığı olmayan batıl’a uyar. Halbuki köpük kaybolmaya mahkûmdur, bir faydası da yoktur. 
Kur’an şöyle buyuruyor: 
“De ki: Hak geldi, batıl zail oldu (yok oldu). Çünkü batıl yok olucudur.” (17 İsra/81) 
“Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki o, yok olup gitmiştir ” (21 Enbiya/18) 
Görüldüğü gibi ‘batıl’, köksüzdür ve güçsüzdür. Yok olmaya, dağılmaya, silinip gitmeye mahkûmdur. Hakk’ın karşısında tutunamaz. Suyun üzerindeki köpük gibi olan batıl’ın, demir gibi olan hakkın karşısında tutunması rnümkün olabilir mi? 
Dünya hayatında ‘batıl’ bazen hakk’a galip gelmiş gibi görünür. İnsanlar öyle zannederler. Ya da müslümanların mağlup oluşlarına bakarak kimileri bunu batıl’ın galibiyeti gibi sayarlar. Halbuki gerçek böyle değildir. Müslümanlar da insandırlar; hataları, eksikleri vardır. Görevlerini yapmamış, gerekli tedbirleri almamış olabilirler. Onların zayıf durumu veya hataları, Hakk’ın zayıflığı veya zilleti değildir. Yeryüzünde hiç bir müslüman kalmasa bile Allah’ın adı ve Onun dini yine yücedir. O’nun kelimesi olan İslâm ve O’nun kitabı olan Kur’an yine üstündür. (9 Tevbe/40)
Allah (cc) mücrimler, yani azgın günahkârlar istemese bile Hakk’ı gerçekleştirmek ve yerleştirmek, batıl’ı ise iptal etmek, geçersiz kılmak istiyor. (8 Enfal/8). 
Köksüz, temelsiz ve doğru olmayan batıl’a, yani Allah (cc) katında geçersiz olan inançlara inanan kimseler elbette zarara uğrayacaklardır. Allah’ı inkâr eden kafirler, batıl’a din diye inanmaktadırlar. Bu da onlar için büyük bir zarardır. (29 Ankebût/52) Allah (cc) dururken, hiç bir şey yaratamayacak kadar aciz ve güçsüz, bir fayda sağlayamayan, bir zararı gideremeyen batıl şeylere (tanrılara) ibadet edenler çok büyük bir yanlışın içerisinderler. (16 Nahl/72-73) Bu gibilerin inandıkları din mahvolucudur ve bu batıl dinlere inananların yaptıkları işler de batıldır. (7 A’raf/139. 11 Hûd/1ó)
Küfre düşenler kendi akıllarınca hak olarak gönderilen Peygamberin davetine ve mesajına karşı mücadele ederler, hakkı iptal etmek, yani geçersiz kılmak için uğraşırlar. Ancak bu çabaları boş bir çabadır. (18 Kehf/56) 
‘Batıl’, kavram olarak bazı insanların Allah’ın dışında uydurdukları ilâhların ortak adı olduğu gibi, bu ilâh fikrine uygun olarak inandıkları dinlerin de ortak adıdır. Allah (cc) katında geçerli olmayan, hükümsüz, temelsiz ve yanlış olan bütün inanç ve ibadetler batıldır.
“De ki; Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.” (34 Sebe’/49) 
Günümüzde peşine gidilen; İslâm’a aykırı bütün inançlar, dünya görüşleri, hayat anlayışları, toplumsal düzenler, ideolojiler Allah’ın katında batıldır; geçersiz ve hükümsüzdür. 
Aynı kökten gelen ‘iptal’ bir şeyi geçersiz ve hükümsüz kılmak demektir. Bunun fail (özne) ismi olan ‘mubtıl’ ise iptal edici, işi gücü batıl olan, ya da işleri boşa giden anlamlarına gelir. 
“ Allah’ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve işte burada (hakkı) iptal etmekte istekli olanlar (mubtıl) zarara uğrarlar.” (40 Ðafir/78). 

c-Fıkıh İlminde Batıl:
Fıkıh ilminde ‘batıl’, ya da bunun masdarı olan ‘butlan’, rükün veya şartları tamamen veya biraz eksik olan ibadetler ve hukuk işlemlerine denir. 
Bilindiği gibi İslâm’a göre bir ibadetin geçerli (sahih), yani kabul edilebilir olması için, o ibadete ait rükünlerin ve şartların yerine getirilmesi gerekir. Yine bir hukuk işleminin, örneğin bir alım-satımın, bir evlilik işleminin (nikâh akdinin) İslâm şeriatına göre geçerli olması için bazı şartlara uymak gerekir. Bu şartlara uyulmadığı zaman o ibadet veya işlem geçersiz, yani ‘batıl’ olur. 
‘Butlan’, ibadetin veya hukukí işlemin hükümsüz olması; ‘batıl’ ise; hükümsüz olan, geçersiz hale gelen işlemin adıdır. Bunlar birbirinin yerine kullanıldığı gibi, bir işlemin geçersiz olmasına ‘fesat’, geçersiz olan işleme veya ibadete de ‘fasit’ denilmektedir. Müfsid de ibadeti geçersiz kılan sebeptir. 
Abdest almak namazın rükünlerinden biridir. Dolaysıyla abdestsiz kılanan bir namaz batıl; abdestsiz namaz kılma durumu ise butlandır. Ortada mevcut olmayan bir malın satışı batıl’dır, geçersizdir. Çünkü satışla ilgili şartlardan biri yerine gelmemiştir. Zorla kıyılan bir nikâh geçersizdir, batıl’dır. Çünkü nikâhın şartlarından olan ‘icab’, yani evlenme teklifi şartı yerine getirilmiş olsa bile ‘kabul’, yani evlenme teklifini kabul etme şartı gerçekleşmemiştir. 


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Okul Öncesi - Kavramlar Çalışma Sayfaları(5564)

Eşlerin Birbirlerine ve Aile Fertlerine Karşı Sorumlulukları(5393)

Büyük – Küçük Kavramları Öğretimi(5382)

İnsan Hakları(5377)

BATİNİLİK NEDİR(5376)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!