Atatürkün Şam'a Sürgünü
Okul yıllarında çıkardıkları bir gazete sebebiyle soruşturma geçirmiş olan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte birkaç arkadaşı, 1905’te akademiyi bitirdikten sonra tayin beklerken faaliyetlerini devam ettirmek üzere bir apartman kiralarlar Atatürk’ün söylemiyle:
‘‘Yüzbaşı olarak mektepten çıktıktan sonra İstanbul'da geçireceğimiz müddet zarfında bu işlerle daha iyi iştigal için bir arkadaş namına bir apartman tuttuk. Ara sıra orada toplanıyorduk. Bu hareketlerimizin hepsi takip olunuyor ve biliniyordu. Bu sırada Fethi Bey namında
eski arkadaşlardan zabit iken askerlikten tar dolummuş bir zat karşımıza çıktı. Kendisinin sefaleti halinden, muavenete muhtaç olduğundan, yatacak yeri bulunmadığından bahisle bize iltica etti. Biz de bu zatı malik olduğumuz apartmanda yatırmağa ve muavenet etmeğe karar verdik. İki gün sonra kendisinin talebi üzerine bir yerde mülâki olacaktık. Gittiğim zaman yanında mabeyne mensup bir de yaver gördüm. Apartmanda yatan İsmail Hakkı Bey namında bir zat vardı, derhal götürmüşler. Bir gün sonra da bizi tevkif ettiler. Fethi Bey meğer İsmail Paşanın hafiyesi imiş. Bir müddet münferit surette mahpus kaldım. .Sonra Mabeyne götürdüler. İsticvap edildim. İsmail Paşa, Başkâtip, bir de aksakallı adam hazır bulunuyordu. İsticvaptan anladık ki gazete çıkardığımızdan, teşkilât yaptığımızdan, apartmanda çalıştığımızdan, hulâsa bütün bu işlerden dolayı maznun bulunuyorduk. Daha evvelki arkadaşlar itiraflarda bulunmuşlar. Bir kaç ay böyle mevkuf tuttuktan sonra bıraktılar. Bu sureti tahlisimizin Rıza Paşanın mesaisi neticesinde olduğunu kendisi söyledi. Bir kaç akşam sonra çağırdı. Her şeyi bildiğini, bizi müdafaa mecburiyetinde kaldığını, bundan sonra dikkatli davranmamız lâzım geldiğini samimî surette ihtar etti.”
Bir kaç gün sonra Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Erkânıharbiye dairesine çağırıyorlar. Kur’a ile Edirne ve Selanik’e, yani o zamanki ikinci ve üçüncü ordulara gönderileceklerini fakat aralarında anlaşırlarsa kura ’ya lüzum kalmayacağını söylüyorlar. Mustafa Kemal arkadaşlarına işaret ediyor. Ufak bir anlaşma neticesinde ikinci ve üçüncü ordulara gidecekleri ayırıyorlar. Böylece Mustafa Kemal’in Suriye günleri başlıyor. |