Kleopatra ve Hayat Hikayesi
M.Ö. 69-30 yılları arasında yaşamış olan Kleopatra, M.Ö. 323 yılında Büyük İskender’in Mısır feth etmesinden sonra bölgenin hakimi olan Makedonyalıların varisi ve kraliçesidir. Kleopatra’nın Roma İmparatorluğu ile olan ilişkileri, babasının siyasi gücünün zayıflaması nedeniyle Roma elçilerine rüşvet vererek başlamıştır.Kleopatra gençlik yıllarından beri aktif siyasetin içerisinde yer alan bir şahsiyet olarak, her zaman tahta tek başına çıkmak isteyen bir ruh hali içerisindeydi.
Kleopatra ile ilgili anlatılan efsanelerde, siyasal gücünü geri kazanmak ve tek başına tahta çıkmak için yardımı istediği Roma İmparatoru Julius Caesar’a, kendini bir halıya sarılı olarak sunduğu söylenir. Halının açılmasıyla karşısında Kleopatrayı gören Caesar, o anda kadına aşık olmuştur. Her ne kadar Kleopatra ilişkilerinin meyvesi olarak gördüğü çocuğına Caesar’ın ismini verdiyse de, Caesar asla çocuğun kendisine ait olduğunu söylemedi.
Beraber Roma’ya gitmelerinin ardından Kleopatra ile olan ilişkisi ortaya çıkınca halkın büyük tepkisini alan Caesar, M.Ö. 44 yılında katledilerek öldürüldü. Caesar’ın ölümünü takiben tekrar Mısır’a dönen Kleopatra, oluyla beraber tahta çıktı. M.Ö. 41 yılında Mısır’da görevli olan ünlü kumandan Marcus Antonius ile tanışan Kleopatra, ünlü komtanın da gönlünü çalmayı başardı. Marcus Antonius İskenderiye’de bir kışın tamamını Kleopatra ile birlikte geçirdi ve kendisine siyasal anlamda destek sağladı.
Birliktelikleri kısa süre içerisinde fırtınalı bir aşka dönüşen Antonius Kleopatra çiftinin, bir de ikiz çocukları oldu. M.Ö. 36 yılında Antakya’da küçük bir tören ile evlenen çift, M.Ö. 30 yılına kadar birlikteliklerini sürdürdü. Daha sonra Kleopatra’nın öldüğünü zanneden Marcus Antonius intihar etti ve ardından yapılan savaşlarda tahtını kaybeden Kleopatra’da bu acıya daha fazla dayanamadı ve o da intihar etti.
KLEOPATRA'NIN HİKAYESİ
Mısır geleneklerine göre babasının isteği üzerine 15 yaşının içinde kardeşi ile evlendi, yönetime ortak oldu. Sezar ile ilişki kurdu metresi oldu, Mısırın tahtında kalabilmek için Antonius ile beraber yaşadı, üç çocuğu oldu. Krallar kraliçesi olabilmek için cinsel cazibesini silah olarak kullandı. Ve 39 yaşının içinde zehirlenerek öldü. Kilikya kelimesinin anlamı üzerinde görüş açıklayanların düşünceleri farklı farklıdır. Fenike Kralı Agenorun soyundan gelen Kiliks adındaki şahıstan dolayı isim aldığı açıklandığı gibi, cam yapımında kullanılan kumtaşının kaynağı olan bölge olması da gösterilir. Taştan topraktan yapılan cam gibi insanın görüntüsünü yansıtan aynalar sadece bir görünüştür. Aynanın arkasında var olan duygular ve gerçekler ise çoğu kez saklanır
Ama yaşanan olaylar ve yansımalar tarihin gündeminde hiç unutulmaz
Tıpkı Bir zamanlar Mısır diyarına hükmeden Kleopotranın hayat hikayesinde olduğu gibi. Kısa kesilmiş sarı saçları mavi gözleri alımlı bakışları ile İskender ordusu ile Mısırın fethine katılan Yunanlı soyunun temsilcisi idi. Büyük İskenderin Mısırı fethi esnasında o diyarda kurulan Ptoleme krallığının mirascısı idi. Ve kraliyet tahtında da babası Ptoleme XII bulunuyordu. Bir baba çocuklarının özelliğini en iyi bilecek bir insandır. Yaşa ki göresin derler ya! Mısır yönetimini elinde bulunduran Ptoleme XIInin karşılaştığı olaylar ilginç olduğu kadar da düşündürücü idi. Ptoleme XII, kızı Cleopatra ile birlikte Romayı ziyaret etmek istediğinde kendi öz kızı Tryphaneanın isyanı ve kraliyet tahtını ele geçirmesiyle sarsıldı. Tryphaneaya isyan edenler onu öldürerek hayatına son verdiler. MÖ 58 yılında diğer kız kardeşi Berenicada babasına isyan ederek kraliyet tahtını ele geçirdi. Yaşlı kral Ptoleme XII ölmeden önce Mısır krallığının yönetimini küçük oğlu Ptolemeye geçmesini istiyordu. Ama bir isteği vardı: Kızı Cleopatra ile hayatta bulunan oğlunun evlilik yaparak yönetimin ortaklaşa sürdürmeleri
Yaşlı baba Ptoleme XII, MÖ 51 yılında öldü. Ve kağıt üzerinde de olsa Cleopatra kendi kardeşi ile evlendi. Aynı ana babadan doğma öz kardeş olanlar arasında yapılan evlilik ne kadar sağlam temellere dayanırdı ki! Cleopatra ile resmiyette kocası ve XIII. Ptoleme ünvanıyla Mısır yönetiminde bulunan kardeşi arasındaki çekişme ve çatışmalar sürdü gitti. Evlilikleri 3 yıl kadar sürdü. Ve Cleopatra kardeşinin öldürülmesi üzerine tek başına yönetimi eline geçirdi. Kendi görüntüsü olan yaralar bastırdı. Mısır kraliçesi olduğunda 15 yaşında idi. Ama hayatta kalan son kız kardeşi Arsinoenin askeri darbesine karşı koyamadı ve sürgüne gönderildi. Roma İmparatorluğunun merkezinde siyasi ve askeri karışıklıklar vardı. Romada yaşanan iç savaşı Pompey adındaki kumandan kaybetti. Bu mücadelede Mısırlılı kumandanlar Jül Sezara destek verdiler. O sırada Mısır tahtında Ptoleme adıyla bir başka kral vardı ve o da Cleopatranın hayatta olan kardeşi idi. Mısır geleneklerine göre de aynı zamanda Cleopatranın evli kocası sayılıyordu. Ama Cleopatra ile sözde kocası arasında şiddetli çekişme ve çatışmalar vardı. Jül Sezar, denizden donanması ve ordusu ile İskenderiye sahillerine geldi. Kenti ele geçirdi. Mısır Kralı Ptoleme ile hem karısı ve hem de kardeşi Cleopatra arasında yaşanan olaylarda arabuluculuk yapmak istedi. Sezarın görevi Romaya bağımlı bir Mısır eyaleti yaratmak idi. İskenderiyede siyasi karışıklıklar sürdü gitti. Cleopatra, tarihi belgelere yansıyan hikayeye göre- sarayda bir İran halısı içinde Sezarın önüne kondu. Halı açıldı ve içinden insan aklını, duygusunu etkileyen bakışları ve cinsel cazibesi ile baştan çıkaran genç bir kadın çıktı. Sezara elini uzattı. Duygusal yakınlık kısa sürede aşka dönüştü. Cleopatra Mısır tahtında oturan bir kraliçe olmak istiyordu ama Romalı Jül Sezarın desteğine ihtiyacı vardı. Cleopatra ile Jül Sezar arasındaki sıcak ilişkiler, Nil nehri üzerinde yapılan yüzlerce geminin katıldığı görkemli seyahatlar ile sürdü gitti. Dillere destan hikayeler ve destanlar anlatılmaya başlandı. Cleopatra 20, Jül Sezar ise 50 yaşının içinde idi. Fiziksel görünüşlerine göre Baba ve kız durumunda olan iki insanın siyasi amaçlar ve iktidarı ellerinde bulundurmak için yatak odasına kadar uzanan beraberlikleri söz konusu idi. Ve bu beraberlikten bir oğlan çocuğu oldu. Adına da Sezarion dediler. Sezar, Mısırı Kleopatranın yönetiminde ama Romaya bağlılık gösterir statüde bırakarak ülkesine döndü. (MÖ 47) Cleopatra, aşkı Sezarın yanı başında olmak için oğlu Sezarion ile birlikte Romaya gitti. Bir müddet İmparator sarayı yakınlarında misafir oldu. Sezar, en yakınında bulunan evlatlığı Brütüs ve adamları tarafından Senato kapısında arkadan hançer saplanarak öldürüldü (MÖ 15 Mart 44). Son sözleri Sen de mi Bürütüs? sözleri bin yıllardan beri insanoğlunun dilinden düşmedi. Sezar sonrası Romada yönetimin önde gelen kumandanlarından Mark Anthony ile Cleopatra arasında sorunları çözümleme görüşmesi Kilikya olarak isimlendirilen Çukurovanın en büyük kentlerinden Tarsusta gerçekleştirildi (MÖ 42). Tarsus buluşması Cleopatra ile Antonius arasında yeni bir aşkın doğmasına yol açtı. Ertesi yıl (MÖ 41) Cleopatra yeni sevgilisi ve yatak odası arkadaşı Antonius ile İskenderiyede beraber oldu. Antonius, Kleopatranın Mısır kraliçesi olması isteğini onayladı. Sonra Anadoluya geçerek Ermenistan ve Partlar üzerine yürüdü. Büyük zafer kazandı. Mısır ordusu karadan ve denizden Antoniusun emrinde idi. Cleopatra ile Antoniusun beraberliğinden önce iki çocuk oldu:Helios ve Selene isimlerinde
Antoniusun bu beraberliği de yasal bir evlilik değildi. Kleopatranın Antoniusun beraberliğinden doğan üçüncü çocuğunun ismi de Filadelfus idi. Cleopatra ile Antoniusun on yıl kadar süren (MÖ 40-30) beraber olmasını sağlayan merkez Tarsus şehri oldu. Tarsus buluşmaları dillere destan aşk hikayelerinin de kaynağı oldu. Romadaki iktidar mücadelesi ve kumandanlar arasındaki çatışmalar bitmedi. Romanın güçlü kumandanı Oktavian ile Antonius arasındaki Actium deniz savaşını Antonius kazandı. Bu savaşta Cleopatra, sevgilisinin donanmasının zayıflığını gördü. Kendi donanmasına İskenderiyeye dönmesi emrini verdi. Oktavian, Antoniusun peşinden Mısıra geldi. Antonius, ağır bir şekilde kaybettiği mücadele sonrası intihar ederek hayatına son verdi. Cleopatra da sarayına kapandı ve son anında kadehindeki zehirli şarabı içerek hayatına son verdi. Kleopatranın zehirlenerek ölmesi olayına Yılan zehirledi hikayesini uydurarak olayı anlattılar. Ve tarihler MÖ 30u gösteriyordu. Cleopatra 39 yıl ömür sürdürmüş. Roma ile Mısırın siyasi beraberliğini cinsel cazibe ve aşk ilişkisi ile sağlamaya çalışmıştı. İktidara giden her yolu kullanmak onun için geçerli idi. Siyasi hırsı uğruna, kardeşleri ile evliliği, entrikalar öldürmeler ve Romalı kumandanlar ile yaptığı nikahsız evlilikler onun hayat hikayesinin kaynağı oldu. Bu olaydan geriye ne kaldı derseniz: Cleopatra ile Antonius buluşması Akdeniz kıyısındaki Tarsusta gerçekleşiyordu. Tarsusun ana giriş kapısından geçerek villa-sarayda buluşmalar, görüşmeler ve beraberlikler, arkasından yapılan spor gösterileri, arenalarda boğuşmalar hemen hepsi unutuldu gitti. Ama sadece geriye günümüzde hala Tarsusun önemli bir tarihi simgesi olan Kleopatra kapısı ismi kaldı. Bir de o dönem bastırılan paralar üzerinde Kleopatranın genç ve hırslı olduğunu yansıtan büst heykeller ile paralar üzerindeki görüntüsü. Belki suni fiziği güzelliği vardı ama siyasi ihtirasları onu bambaşka bir insan yapmıştı!
kaynak: Cezmi YURTSEVER
nedirkisabilgi.com |