Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

SINIF MÜCADELESİ
www.arsivbelge.com
SINIF MÜCADELESİ dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
SINIF MÜCADELESİ başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

SINIF MÜCADELESİ

 Kari Marks ve Friedrich Engels, yazdık­ları Manifesto'ya, "Günümüze kadar bütün toplumların tarihi, sınıf çatışmaları tarihi­dir" sözleriyle başlamışlardır. Marksizm sosyal değişimi, temel sınıflar arasındaki çatışmaların bir sonucu olarak görür ve yö­netici sınıflarla ezilen sınıflar arasındaki uzlaşmazlıklardan yola çıkarak, kendine özgü bir devlet teorisi kurar. Marks ve En-gels'e göre, "Özgür insan ve köle, patrisyen ve pleb, senj ör ve serf, lonca uslası ve lonca emekçisi, kısacası ezenle ezilen, sömürenle sömürülen sürekli bir çatışma halinde, kimi yerde gizlice ve kimi yerde açıkça, ya toplu­mun devrimci bir biçim değiştirmesiyle, ya da çatışan sınıfların birlikte çöküşüyle so­nuçlanan kesintisiz bir savaşım sürdürür­ler."

Marx'a göre, toplumsal değişme, üretim güçleriyle (toplumun bilimsel bilgi, tekno­lojik donanım ve kollektif emeğin örgütlen-mesiyle), üretim ilişkileri, (toplum içindeki bireyin yaşamını oluşturan koşullardan kaynaklanan, mülkiyet ilişkileri ve gelir da­ğılımı) arasındaki etkileşim tarafından oluşturulur. Üretim ilişkilerinin, üretim

güçlerini oluşturan bilimsel bilgi ve tekno­lojik donanımdaki değişikliğe ayak uydura­maması, bir toplumsal sınıfı eski üretim ilişkilerinden yararlanamamaya ve yalnız külfet çekmeye itmektir. Ezilen ve toplu­mun diğer kesimlerince de hor görülen bu sınıf bilinçlendiğinde, üretim ilişkilerini değiştirmek için harekete geçecektir.

Marks, temelde antik toplum, feodal top­lum ve kapitalist toplum olmak üzere üç çe­şit toplumdan söz eder. Köleci toplumda, köle sahipleri ile köleler, feodal toplumda, toprak sahipleriyle toprak köleleri, kapita­list toplumda ise, burjuva sınıfıyla emekçi sınıflar arasında uzlaşmaz karşıtlıklar gö­rür. Köleci toplumda, yönetici sınıf, üretim araçlarına olduğu gibi, üretici kişiye de sa­hiptir. Feodal toplumda, yönetici sınıf, üre­ticinin çalışma zamanının belli bir bölümü üzerinde meşru hak sahibidir. Bu hakkı, ya üreticiyi kendisi için çalıştırarak, ya da onu vergileyerek kullanır. Kapitalist toplumda ise, üretici yasal anlamda hürdür ve üretici ile sermaye sahibi arasındaki ilişki bir piya­sa ilişkisidir. Ancak, mülk sahibi olmama­nın getirdiği ekonomik zorunluklar proleter emekçiyi, emeğini, ürettiği malın değerin­den bağımsız olarak oldukça düşük bir üc­retle satmaya itmektedir, öte yandan üre­tim araçlarının mülkiyetine sahip olanlar, kendilerine toplam üründen büyük bir pay çıkarmaktadırlar. Böylece, kapitalizmde, ücret-emek-sermaye ilişkisi diğerlerine na­zaran çok daha keskin bir sınıf karşıtlığı or­taya koymaktadır. Emekçinin sömürülüşü daha da büyüyüp derinleştikçe sınıf bilinci gelişecek ve emekçi kapitalizmi devirmek için kendi siyasal örgütünü kuracaktır. Devrimi emekçi sınıf yapacaktır, çünkü, üretim sürecinde kurulan ilişkilerin kollektif, üretilen değerlerin mülk edinilmesinin ise bireysel olduğu bu süreçte, en fazla kül­fet yüklenen bir sınıftır.

Feodal toplumun devrimci sınıfı olan burjuva sınıfı, kendi sınıfını güçlendirmek ve egemen kılmak için devrimci olmuştur, kapitalist toplumun devrimci sınıfı ise, ken­di sınıfını yoketmek ve dolayısıyla bütün sı­nıflan yokederek sınıfsız toplum gerçekleş­tirmek için devrimcidir.

Kapitalist toplumun çöküşünü çabuklaş-üran iki temel gelişim daha vardır. Bunlar­dan biri, üretimin sürekli olarak büyük üni­telerde toplanması ve sermayenin merkezi­leşmesi eğilimidir. Merkezileşme ile bera­ber emek giderek daha büyük bir baskıyla karşılaşacak ve bu da onun örgütlenme eği­limini kuvvetlendirecektir. İkinci olarak, üretimin düzensizliği ya da "üretim anarşi­si" ve üretim güçlerinin hızla gelişimi ya­nında, pazarların yavaş gelişimi sonucu, sermaye birikimi süreci dönem aşırı üretim krizleri ile kesintiye uğratılmaktadır. Bu krizler de işsizler ordusunun daha da büyü­mesiyle sonuçlanmakladır. Biriken uzlaş­mazlıkların tek çözümü, örgütlenmiş iş gü­cünün, gelişen kapitalist zulme karşı isyan etmesidir. Kapitalizm, üretim açısından bir köstek haline gelmiştir, çünkü, artık ne tek­niğini yenilemekte ve ne de üretim gücünü geliştirmekledir, tersine, üretim kapasitesi­ni kısıtlamakta, denetlemekte ve ziyan et­mektedir. Devrimci değişim sonucu, üretim araçları sosyal mülkiyete, üretim de planlı bir temele kavuşturulacaktır.

Marks'ın sınıf mücadelesi kuramı, özel­likle de, kapitalist toplumlarda, işçi sınıfı devrimlerinin kaçınılmazlığını ileri sürdü­ğü ve sonuçta tüm uzlaşmazlıklardan arını­lıp sınıfsız bir topluma geçileceğini söylediği kısımlarda, pek çok sosyolog tarafın­dan eleştirilmiştir. Örneğin, Dahrendorf ve R. Aron'a göre, gelişim endüstrisi toplum­larında, işlevsel farklılaşmanın artması ve ekonomik, siyasal ve diğer alanlar arasın­daki ayırımın barizleşmesi, endüstriyel, si­yasal ve ideolojik çatışmaları birleştiren ta­banı ve böylece de devrimci hareketleri yok etmiştir. Büyük ve karmaşık bir toplumda, bazı çatışma şekilleri kaçınılmazdır ve gruplar arası çatışmalardan tamamen arın­mış bir toplum sosyolojik olarak mümkün değildir. Aynca, gelişmiş endüstri toplum­larında, işçinin durumunun da Marks'ın söylediği gibi, sürekli olarak kötüleşmediği görülmüştür, işçinin oyunu alabilmek için sosyal içerikli ekonomik ve siyasal uygula­malara gidilmesi bunun bir nedenidir. Bu­nun yanı sıra, işçilerin sendikalarda örgüt­lenmeleri ve bu örgütlerin gelir dağılımında önemli bir paya sahip olmaları işçi sınıfının kapitalist toplumlardaki ekonomik duru­munu iyileştirmiştir.

Günümüz sosyolojisi, Marksist mücade­le teorisinin, çatışan çıkarları ve değerleri ilgi merkezi haline getirmesinden etkilen­miş ve daha önce oydaşma, bütünleşme ve düzen gibi konularla sınırlı çalışma alanına, çatışan çıkarları, değerleri ve sosyal değişi­min gerginliklerini sokmaya başlamıştır. Fakat sınıf mücadelesi teorisinin eski önem ve popülaritesini kaybettiği gözlenmekte­dir.

(SBA)

kaynak: enfal.de


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Sınıf Yönetimi Ders Notları(5419)

EĞİTİMDE SINIF YÖNETİMİ(5404)

Eğitim Bilimine Giriş(5369)

Sınıf Yönetimi(5363)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!