Hep B: Hepatit B aşısı
BCG: Verem aşısı (Bacille Calmette-Guerin)
DaBT-İPA-Hib: Difteri, aselüler Boğmaca, Tetanoz, İnaktif Polio, Hemofilus influenza tip b (menenjit) Aşısı (Beşli Karma aşı)
KPA: Konjuge Pnömokok (zatürre) aşısı
KKK: Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak aşısı
OPA: Çocuk felci aşısı (Oral Polio aşısı)
Td: Erişkin tipi Difteri-Tetanoz aşısı
R: Rapel (Pekiştirme)
Sağlık Bakanlığı'nın güncel (2010) aşılama takvimine göre hazırlanmıştır.
Aşılar Hakkında Bilgi
Aşılar, insanları bir takım mikropların neden olduğu hastalıklara karşı korumak amacıyla geliştirilmiştir. Yaşamımıza yeni bir anlam katan bebeklerimizi pek çok hastalıktan aşı ile koruyabiliriz. Bu yüzden bebeğinizin aşı takvimini takip etmeniz çok önemlidir.
Önerilen Primer Aşı Takvimi
Doğduktan Hemen Sonra Hepatit B Aşısı
- 1.ay Hepatit B Aşısı
- 2.ay DBT - IPV - HIB Aşısı
- 3.ay BCG Aşısı
- 4.ay DBT – IPV - HIB Aşısı
- 6.ay DBT – IPV - HIB Aşısı ve Hepatit B Aşısı
- 12.ay Kızamık, kızamıkçık, kabakulak (MMR) aşısı
- 14.ay Hepatit A Aşısı
- 15.ay Suçiçeği Aşısı
- 18.ay DBT – İPV - HİB Aşısı
- 20.ay Hepatit A
- 4-6 yaş DBT - IPV ve MMR – Doktor önerisiyle Suçiçeği Aşısı
- Her yıl İnfluenza (Grip)
Bebeğe hangi aşıları ne zaman yaptırmalısınız?
Uzun yıllar ve çok kapsamlı araştırmalar sonunda ortaya çıkan aşıların yararlı olabilmesi için mutlaka belirli doz ve zaman aralıklarıyla yapılması gerekir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerileri doğrultusunda ülkemizde Verem Aşısı (BCG Aşısı) iki doz olarak, yaşamın ilk üç ayı içerisinde ve ilkokul yıllarında uygulanmaktadır.
Verem hastalığı dünyada ve ülkemizde halen önemini koruyan bir hastalıktır.
Difteri, Boğmaca Tetanos (DBT) Aşısı, Çocuk Felci (IPV), Hib (Menenjit) Aşısı
Bu 5 hastalığa karşı geliştirilen karma aşı, bebeklere 2., 4., 6. ve 18. aylarında uygulanmalıdır. 5-6 yaşına geldiklerinde difteri-tetanoz-boğmaca 3’lü karma aşı ve çocuk felci aşısı yapılmış olan bebeklere tekli (monovalan) Hib aşısı uygulanabilir
İştahsız çocuk ne zaman doktora danışılmalıdır?
İştahsızlık bir aydan uzun sürüyorsa, çocuk kilo kaybederse, son 3-6 ayda kilo almadıysa, boyu uzamıyor veya yetersiz uzuyorsa, kilo ya da boyda persentil (boy ve ağırlık değerleri) kaybı olduysa, hastalık belirtileri varsa, besinleri öğürüp kusuyorsa uzmanına danışılmalıdır. Ayrıca kilo kaybı, ateş, ağrı, yutma güçlüğü, karın ağrısı, sık ateşlenme, tekrarlayan öksürük, ishal, kabızlık, düşük doğum ağırlığı hikayesi varsa veya gelişirse yine çocuğun uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Ateş, halsizlik ve solunum güçlüğü ile seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. Solunum yollarının tıkanması, kalp yetmezliği ve felçler nedeniyle yaşamı tehlikeye sokar.
Çoğunlukla 2 yaşından küçük bebeklere görülen, nefes almayı engelleyecek biçimde öksürük nöbetlerine neden olan, bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır.
Vücut kaslarının sertleşmesi, kasılması ve çene kilitlenmesi şeklinde seyreden bu hastalığa, bu bakterinin salgıladığı toksinler neden olur.
Polio virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Solunum yolu ile bulaşan ve tedavisi olmayan bu hastalık, kalıcı sakatlıklara ve hatta ölüme neden olabilir.
Hib (hemofilus influenza tip b), özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda, başta beyin zarı iltihabı (menenjit) ve zatüre olmak üzere ölümle sonuçlanabilen bir çok ağır hastalığa yol açabilen bir bakteridir. Solunum yoluyla kolayca bulaştığı için özellikle yuva, kreş, anaokuluna giden çocuklarda Hib enfeksiyonları fazla görülür. Hib menenjiti en önemli yaşamsal organ olan beynin zarlarını etkilediği için geri dönüşü olmayan zararlar verebilir.
Kızamık, Kızamıkcık, Kabakulak (MMR) Aşısı
MMR aşısı 12. ayda 1 doz ve 5-6 yaşlarında 1 doz olmak üzere toplam 2 doz uygulanır. 9. ayda kızamık aşısı yapılmamış olan bebeklere 15. ayda 1 doz ve yine 5-6 yaşlarında 1 doz uygulanır. Bu üç hastalıktan herhangi birini geçirmiş olmak, üçlü kombine aşının uygulanmasına engel değildir.
Ciltte kırmızı döküntülerle kendini gösteren, bulaşıcı solunum yolu hastalığıdır. Virüsle temastan 10-12 gün sonra başlayan ateş, öksürük ve burun akıntısı ilk belirtileri oluşturur. İki-üç gün içinde kafa derisi, yüz ve boyunda başlayan el ve ayaklara kadar yayılan kırmızı döküntüler gözlenir. Son derece bulaşıcı olan kızamık, döküntülerin ortaya çıkmasından birkaç gün öncesi ile birkaç gün sonrası arasında bulaşıcıdır. Virüs, öksürme ve hapşırma ile havaya saçılarak yine solunum yoluyla diğer kişilere bulaşır.
Ateş, lenf bezlerinde şişkinlik, ciltte yüzden başlayıp yayılan pembe döküntüler, kızamıkçığın tipik belirtileridir. Virüs, öksürme ve hapşırma ile havaya saçılarak yine solunum yoluyla diğer kişilere bulaşır. Bebek doğurmayı planlayan bir anne adayının kızamıkçığa karşı bağışık olması gerekir.
Kulak altındaki lenf bezlerinin iltihabı ile kendini gösteren, kabakulak virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Ateş, baş ağrısı, kulak altında (tek ya da çift taraflı) şişkinlik, kabakulağın tipik belirtileridir.
Su çiçeği aşısı, 1 yaşından büyük ve daha önce suçiçeği geçirmemiş tüm çocuklara tek doz olarak uygulanabilir. Bu aşı 4-6 yaşında tekrarlanabilir. Çocuğunuz su çiçeği geçirmemişse kreş veya okula başlarken mutlaka aşılanmalıdır.
Su Çiçeği: İçi sıvı dolu döküntülerle kendini gösteren bulaşıcı bir hastalıktır. İnsandan insana soluma, öksürme, hapşırma ve döküntülerle temas etme yoluyla bulaşır. Çocukların kreş, okul gibi toplu bulundukları ortamlarda çok kolay yayılır. Aşı, bu hastalığa karşı vücutta oluşturduğu koruyucu antikorlar yoluyla bağışıklık sağlar.
Aşı sayesinde hastalığın geçirilmesi engellenerek;
- Ciltteki yara izlerinin oluşumu önlenmiş olur.
- Hayati tehlike yaratabilen komplikasyon riski ortadan kaldırılır.
- Çocuğun okula devamsızlığı ve onunla ilgilenecek anne-babanın işe devamsızlığı önlenmiş olur.
- Semptomatik ilaçların getireceği maddi yük ortadan kaldırılır.
- Çocuğun ve anne-babanın hissedeceği sıkıntı, endişe, huzursuzluk önlenir.
- İleri yaşlarda görülebilen zona hastalığı olasılığı azaltılır.
Aşı, 14. ayda 1. doz ve 6 ay sonra 2. doz şekilde toplam 2 doz uygulanır.
Hepatit A: Halk arasında “Bulaşıcı Sarılık” adı ile bilinen ve karaciğerin iltihabı şeklinde kendini gösteren, Hepatit A virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Sarılık, en kolay şekilde gözlerin beyaz kısmında fark edilir. Bu arada idrarda koyulaşma ve dışkının renginde açılma görülür. Bazı küçük çocuklar Hepatit A’yı bu belirtilerin hiçbiri görülmeden de geçirebilirler. Ancak Hepatit A ile daha ileri yaşlarda karşılaşan bir bireyde belirtilerin şiddeti ve hastalığın ciddiyeti yüksektir.
Hepatit A aşısının yayılmasında; hijyenik olmayan şartlarda üretilmiş hazır gıdaların veya iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerin tüketilmesi, yeterince temiz olmayan yüzme havuzlarının kullanılması ve çocukların toplu bulundukları kreş ve okullar uygun birer yoldur.
Bugün Hepatit A hastalığından tam korunmanın en etkili ve güvenilir yolu Hepatit A aşısı olmaktır. Daha önce Hepatit A geçirmiş olan kişiler bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmışlardır. Ancak henüz geçirmeyenler, her an virüsle temas riski taşırlar. Çocukların hijyenik önlemleri çok iyi bilmemeleri nedeniyle risk bu dönemde yüksektir. Dolayısıyla 2 yaşını bitiren çocuklar öncelikli olmak üzere daha önce hastalanmamış herkesin Hepatit A aşısı olması önerilir.
1. doz doğumda, 2. doz bir ay sonra, ve 3. doz doğumdan 6 ay sonra yapılmak üzere toplam 3 doz ile Hepatit B’den yaşam boyu korunmak mümkün olabilmektedir.
Hepatit B: Halk arasında “Sarılık’’ adı ile bilinen ve karaciğerin iltihabı şeklinde kendini gösteren, Hepatit B virüsünün neden olduğu kronikleşen, bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Virüs ile temasından yaklaşık 2-6 ay sonra halsizlik, iştah kaybı, bulantı, deride ve göz aklarında sararma, idrar renginde koyulaşma, karın ağrısı gibi belirtiler gözlenir. Hepatit B, dolaylı bir temasla her an bulaşabilecek bir hastalık olması nedeniyle mümkün olan en erken yaşta etkin bir şekilde korunmayı gerektirir. Bugün tek etkin yöntem, Hepatit B aşısı olmaktır. Hastalığı geçirmiş ve kronikleşmeden tamamen iyileşmiş ya da aşılanarak hiç hastalanmadan korunmuş kişilerde Hepatit B’ye karşı antikorlar bulunur. Koruyucu antikorların anneden bebeğe geçmemesi nedeniyle henüz yeni doğmuş bebeklerin de aşılanmaları gerekir.
Pnömokok Aşısı (Zatüre aşısı)
Özellikle son yıllarda kullanmaya başladığımız bu aşı doğumdan sonra 2. aydan itibaren başlayarak 1-2 ay ara ile 3 doz, 12-15 ay arasında tek doz önerilmektedir. İlk kez aşılanacak 2-9 yaş arasındaki çocuklara ise tek doz önerilmektedir. Pnömokok aşısını doktorunuzla konuşunuz, tavsiye ettiği takdirde yaptırınız.
Zatüre aşısı olarak bilinen aşılar, aslında pnömokok bakterilerinin neden olduğu zatüre de dahil olmak üzere esas olarak bakteriyel menenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit gibi pek çok hastalığa karşı etkilidir. En sık görülen yan etkisi, aşı sonrası gelişen ateş ve huzursuzluktur.
Aşının, ağızdan verilen ilk dozu ilk 3 ay içinde olmak şartıyla en az bir ay ara ile 2-3 doz şeklinde uygulanması önerilir. Rotavirus aşısını doktorunuzla konuşunuz, tavsiye ettiği takdirde yaptırınız.
Dünyada görülen ishallerin en sık nedeni Rotavirüsdur. Genelde 6 ay ve 2 yaş arası bebeklerde görülür. Ani ateş, kusma ve arkasından ishal başlar. Tedavi destekleyici, su kaybının önlenmesi esasdır.
Kaynaklar
1- Katkı Pediatri Dergisi.Cilt 28 sayı 5-6, 2006 / 2- Arvin AM, Greenberg HB. New viral vaccines. Virology 2006;344:240-249
3- Craig AS, Schaffener W. Prevention of hepatitis A with the hepatitis A vaccine. N Eng J Med 2004; 350:476-481 / 4- Hambleton S, Gershon AA. Reventing varicella-zoster disease. Clin Microbial Rev 2005;18: 70-80