Kibir ( Böbürlenme )– Büyüklenmenin insan ilişkilerine, topluma verdiği zararlar
Kibir; kendini başkalarından büyük görme, üstün tutma ve büyüklenme anlamına gelir. Genelde insan malına, zenginliğine, bilgisine güvenerek büyüklenme duygusuna kapılır, insanları küçük görür.
Dinimiz, büyüklenmeyi ve insanları küçük görmeyi kötü bir davranış olarak nitelendirmiştir. İnsanları böyle davranmamaları konusunda uyarmıştır. Allah, Kur’an-ı Kerim’de, “Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.”(Lokmân suresi, 18. ayet.) buyurmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed de “Kimse kimseye eziyet etmesin, kimse kimseye karşı böbürlenmesin.”(Ebu Davud, Edeb, 48. ) buyurarak kibirli davranmaktan sakınmamızı istemiştir.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de büyüklenme ile ilgili şöyle buyurmaktadır:
“Onlara, şu iki adamı misal olarak anlat:
Bunlardan birine iki üzüm bağı vermiş, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmış, aralarında da ekinler bitirmiştik. İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı, ikisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık. Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: “Ben servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm. Böyle gurur ve kibirle kendisine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: “Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum, şayet Rabb’imin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki (orada) bundan daha hayırlı bir akibet bulurum.”
Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: “Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah’ı inkâr mı ettin? Fakat o Allah benim Rabb’imdir ve Rabb’ime hiçbir şeyi ortak koşmam. Bağına girdiğinde, Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır deseydin ya! Eğer malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki), “Belki Rabb’im bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak hâline gelir.”, “Yahut bağın suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın.” Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece bağı uğruna yaptığı masraflardan dolayı ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. “Ah diyordu, keşke ben Rabb’ime hiçbir ortak koşmamış olsaydım!” Kendisine Allah’tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi. İşte burada yardım ve dostluk, hak olan Allah’a mahsustur. Mükâfatı en iyi olan o, en güzel akibeti veren yine odur.”(Kehf suresi, 32-44. ayetler.)
Allah buyuruyor ki :
“Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.” (İsrâ suresi, 37. ayet.) |