Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Farsça Hakkında
www.arsivbelge.com
Farsça Hakkında dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Farsça Hakkında başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Farsça Hakkında Bilgi

 GENEL BİLGİ 1


Farsça, İran'da konuşulan Hint-Avrupa dil ailesine mensup dildir. Farsi ya da Acemce de denir. Farsça, Hint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olan Hint-İran dillerinin İran öbeğine bağlı dildir. 3000 yıllık bir geçmişi vardır.Eski zamanın en büyük ve en sevilen dilidir Zamanla Fırat Nehri'nden Orta Asya, Çin ve Hindistan’a kadar uzanan geniş bir bölgeye yayılmıştır. İran’ın resmi dili ve Afganistan’ın iki resmi dilinden biridir. Günümüzde Pakistan, Hindistan, Irak, Tacikistan ve Kafkasyanın bazı yörelrinde bu dil halen yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Etkisi

Türk Dilinin en çok etkilendiği dil olup dilimize giren Arapça kelimelerin hepsi de Arapça'dan Farsça’ya giren kelimelerdir. Bu yapısalcı dil görüşünün fikir patenti Kaymakam Eyüp Sabri Kartal 'a aittir. Yaygın olan kanaatin zıddına Türkler Araplardan ve Arapçadan ziyade Farslardan ve Farsça'dan etkilenmişlerdir. Hatta Farsi kültürden nerdeyse kendi kültürünü unutacak kadar etkilenmişlerdir. Bilindiği gibi Osmanlı'da edebiyat dili Farsça'dır. Mevlana eserlerini Farsça yazmıştır. Türklerin pek çoğunun mensup olduğu Henefiliğin kurucusu Numan da Farsi'dir. Dilimize giren dini terimlerin tamamı Farsça'dır. (-hanelerin hepsi(xâna:ev sözünden), namaz(namâz:ibadet sözünden), peygamber(payxâm:haber, söz, ileti sözü ile bordan:götürmek sözünden türemiş -bar ekinden, Payxâm+bar), abdest(âb:su ve dast:el kelimelerinden ele alınan su manasında), dost(dust:sevgili, yar kelimesinden), düşman(doshmân:yağı, düşman sözünden. Bu söz iki öğeden oluşur; birincisi dosh: Latincedeki/İngilizcedeki dis-ile aynı kökten gelen Hint-Avrupa kelimesidir. Anlamı karşı, aykırı, kötü'dür. İkinci öğersi ise mândan:kalmak, fiilinden mân, dolayısıyla doshmân karşıt kalan, aykırı kalan dolayısı ile de dost olmayan anlamında) can (jân: bedenin ayrılmaz parçası, ruh)), canan(jânân:sevgili, insanın kendi bedeninden ayrı göremeyeceği kişi) gibi temel kavramların hepsi Farsça’dır.) Osmanlı'da edebiyat dili Farsça idi. Mevlana eserlerini Farsça yazmıştır. Fars dilinde, 4250 tane Türkçe kelime vardır. Bu kelimelerin çoğu Azeri lehçesinden Fars diline geçmiştir. Farsça haftanın gunlerı Shanba (cumartesi) Yekshanba(pazar) Doshanba(pazartesi) seshanba(salı) chehârshanba(çarşamba) penjshanba(perşembe) âdina(cuma) veya jum'a(cuma). İranda resmi tatıl cuma gunu ve cumartesı gunun ılk yarısıdır genellıkle cuma gunu dukkanların tamamı kapalı olur okullar kapalıdır ama cumartesi gunu okullar acılır dukkanlardan da bazıları acık olur. Farsça bütün İran dillerinin en zengini denilebilir. Çünkü aralıksız edebiyat dili olma özelliği en az ikibin yıldır sürmektedir. Farsçanın üç Ana Lehçesi vardır. Bu lehçeler Siyasi sınırları da belirlemiştir. İran Farsçası, Afganistan Farsçası (Deri Farsça) ve Tacikçe. Taciklerin konuştuğu Farsça Sovyet döneminde aryı bir edebiyat dili haline gelmiş olup, geneli ile Farsçanın bir lehçesi olmasına karşın, ayhrı bir dil sayılır. İranda ve Afganistanda Arap kökenli Fars Alfabesi kullanılırken, Tacikistan Kril Alfabesi kökenli Tacik alfabesi kullanılmaktadır. Üç lehçeyi biri biri ile karşılaştıracak olursak, Farklar azdır. Afganistanda kelimeler farklı söylensede aynen iranda yazıldıkları gibi yazılırlar. Tacikçede ise telaffuzdaki farklar yazıya da yansır. Farsça Afgan Farsçası(Derice) Tacikçe Türkçe sırasıyla karşılaştırınız. Âb Ow Ob Su, Yek Yak Yak Bir, Shab Show Shab Gece, Xâstan Xwastan Xostan İstemek, Sitadan Sitonidan Stondan Almak, Uzanıp almak, Gireftan Giriftan Giriftan Almak, Tutup almak, Tutmak, Xardidan Xaridan Xardidan Satın almak, Parayla almak, Chand Chand Chand Kaç, Ko Ku Ku Nerede, Hani?, Chetor Chitu Chitur Nasıl

Görüldüğü üzere farsçanın üç lehçesinde sözcük bazında farklar oldukça azdır.



GENEL BİLGİ 2

Kökü itibarıyla dünyanın en eski dilleri arasında yer alan Farsça, milattan yediyüz yıl öncesine ait açık tarihi ve bin yıllık yazılı eserleriyle İran’ın köklü ve sağlam kültürünü komşu ülkelere kadar tanıtmıştır.

Bu eserler İran"ın kültür, sanat ve zevkinin tecelli noktası olmuştur. Bu eserlerin benzerlerine dünya edebiyatında pek az rastlanmaktadır. Birçok dillerin aksine Farsça, asırlardır ağırlık ve heybetini hiçbir yara almadan korumayı başarmıştır. Bu gün kullanılan Farsça, bin yıl önce yazılan
Firdevsi’nin

Şahname’sinde kullanılan Farsça ile hemen hemen aynıdır. Halbuki örneğin,
dörtyüz yıl önce Şekspir tarafından eserlerinde kullanılan İngilizce, bu gün aynı dili konuşan insanlar tarafından rahatlıkla anlaşılmamaktadır.

Kültürel bağların kurulmasında en önemli etkenlerden ve asıl iletişim aracı olan dil, din, folklor, örf ve adetlerle birlikte, sosyal birliktelerin oluşumu ve yayılmasında önemli rol almaktadır. İran kültür ve medeniyetinin asıl taşıyıcısı olan Farsça, sahip olduğu güç ve yetenekleri sayesinde zamanla diğer ulusların, ez cümle Türklerin, dil ve kültürüne nüfuz etmeyi başarmıştır. Kültürel ilişkilerde dillerin gücü ve yeteneğini asli unsur olarak göz önünde bulundurursak, bu kadar Farsça sözcüğün Türkçeye geçmesinin nedenini anlayabiliriz.

Türkler, coğrafi konumları, tarihi münasebetleri, kültürel yapıları ve sosyal nedenlerden dolayı İranlılarla devamlı ilişki içerisinde olmuşlardır. Kültür tarihi yazarlarından bir gurup, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde bulunan kitabelere dayanarak, İran kültürünün yüzyıllarca öncesinden beri Türkler arasında yaygınlaştığını ve Anadolu’nun uzun süre Hahameneşlerin yönetimi altında olduğu kanaatindedirler. Ancak kesin olan, İran’ın Anadolu’daki kültürel etkisi gerçek anlamda Selçukluların hükümetinden kısa bir süre önce başlamış ve giderek tüm Rum diyarını kapsamıştır. Selçukluların Malazgirt savaşıyla birlikte iktidarı ele geçirmelerinden sonra, ilim dili olarak saygı gösterdikleri Arapçanın yanı sıra Farsçayı da resmi dil olarak kabul ettiler. İbn-i Bibî El-Evamiru’l-Ala’iyye Fi’l-Umuri’l-Alaiyye adlı kitabında, Selçuklular döneminde Farsçanın, resmî konuşma ve yazışma dili olmakla beraber, çoğunluğu Türk olan sıradan halktan, sultanlar ve vezirlere kadar herkesin ilgi odağı haline geldiğini ve Farçaya hakimiyet konusunda birbirleriyle yarışa girdiklerini gösteren bir olayı nakletmektedir.

İslâm medeniyeti, büyük
Horasan’dan (İran medeniyetinin merkezi) geçerek Türk topraklarına ulaştığı ve Türkler’in İranlılar vasıtasıyla İslâm ile tanışmalarından sonra iki millet
arasındaki dostluk bağları daha da pekişerek, o güne kadar sadece maddî menfaatler üzerine kurulan ilişkiler, manevî bir boyut kazandı. Türkler İran kültürüne daha fazla ilgi duyarak, duygularını dile getirirken Farsçadan ilham aldılar. Eskiden İran’da Arapça bilmek bir üstünlük sayıldığı gibi o dönemde de Farsça bilmek Türkler için bir üstünlük aracı olarak görülmeğe başlamıştır. Onlar Farsça’yı birlik ve beraberliği pekiştirmek doğrultusunda bir vasıta olarak görüp, bu dilin kültürel ve siyasal bir sulta aracı olduğunu hiç bir zaman düşünmediler.

Farsça Türk topraklarına geçişte hiç bir engelle karşılaşmamıştır. Zira Türkler batıya doğru göç sırasında İran’da kalarak Fars dili gibi İran kültürünü oluşturan bazı unsurlarla yakından tanışmışlardır. Bu yüzden Farsça başta olmak üzere İran kültürü, çeşitli yollardan Türk kültürüne etki etmiştir. İlk olarak, herhangi bir nedenden dolayı kendi diyarlarını terketmek zorunda kalan İranlı alimler yarattıkları eserlerle, Farsçanın ününü artırıyorlardı. Örneğin, Moğol zulmünden kaçıp Anadolu’ya sığınan Fahreddîn-i İrakî ve Seyf-i Ferganî veya Belh halkının eziyeti sonucu, ülkesini terketmek zorunda kalan Necm-i Daye ve Sultanu’l-Ulema, ya da dinî ihtilaflardan dolayı yar ve diyardan ayrılan Gulşenî ve İdris-i Bidlilî, ve Harzemşah’ın yenilgisi sonucu ülkesini terketmek zorunda kalan İbni Bibî.

İkinci olarak, Türk sultanlarının teveccühü sayesinde Farsça ilgi gördü ve yükselişe geçti. Önce,
Melikşah ve Sultan Tuğrul gibi Farsça şiirler söyleyen Selçuklu sultanlarının sarayı, Fars
dili ve edebiyatına ilgi duyanların mahfili oldu. Harzemşahlar döneminde ise Farsça saray dili olarak kullanıldı ve Atsız, Tekeş ve Alauddin ve Tacuddin adında iki oğlu gibi kimi sultanlar Farsça şiir söylüyorlardı. Moğol istilası bir süre duraklamaya sebep olsa da, 600 yıl boyunca Türk topraklarına hükmedecek olan Osmanlı’nın kurulmasıyla Farsça tekrar canlandı.


Fatih
Sultan Mehmed, Sultan Beyazıt,

Yavuz Sultan Selim ve

Kanuni Sultan Süleyman gibi bazı Osmanlı padişahları şairleri ve şiir söylemeyi seviyorlardı.

Farsçanın canlanmasına sebep olan üçüncü mesele, Türk edebiyatçılarının Farsçaya gösterdiği ilgiydi. Farsçanın Türk koruyucuları çeşitli yollardan Farsçayı yaymaya çalışmışlardır. Fuzulî gibi bazı Türk edebiyatçıları, Farsçanın ünlü ediblerini izleyerek Farsça divanlar hazırlamışlardır.
Alişir Nevayi gibi bazıları da Farsça söyleyen şairler hakkında övgü dolu şiirler
yazmışlardır. Diğer bazıları Fars dilinin ana eserlerini tercüme etmeyi tercih ediyorlardı. Yine Surur-î, Sudî, Lami’î ve Şem’î gibi bazıları da şerh yazma alanında çalışmışlardır. Ve nihayet Şu’ûrî, Şahidî ve Hilmî gibileri de, iki dilli sözlükler derlemişlerdir.

Osmanlı döneminde zirveye ulaşan, ve büyük ölçüde Farsçanın etkisi altında olan ve ondokuzuncu asrın ikinci yarısına kadar, yapısında hiçbir değişme olmaksızın, çok değerli eserler yaratan Divan Edebiyatı veya başka bir deyimle klasik Türk edebiyatı, iki millet arasındaki en önemli ortak noktadır. Türk dilinin Farsçadan beslenmesi neticesinde bir çok Farsça sözcük Türkçeye aktarıldı. Her ne kadar Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Türkçe"nin yabancı sözcüklerden, özellikle de Farsça ve Arapça sözcüklerden arındırılması hareketi sonucunda bir çok yabancı sözcük Türkçeden atılmasına rağmen hala çok sayıda Farsça kelime ve deyim Türkçedeki varlığını korumaktadır. Ayrıca, arındırılmış olan kelimeleri bilmeden eski Osmanlı metinlerini anlamak oldukça güçtür, çünkü o sözcükler Türk dili ve edebiyatının temelini oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle her ne kadar bu kelimeler, bugünkü Türkçede kullanılmıyorsa da Türk edebiyatının çeşitli sahalarında araştırma yapmak isteyen herkes o kelimelere muhtaç olmaktan kurtulamıyor. Hatırlatmak gerekir ki, Moğol hakimiyeti gibi bazı dönemlerde küçük ölçüde de olsa Türkçe kelimeler Farsçaya girmiştir. Ancak daha çok hükümet erkanlarıyla ilgili olan bu kelimeler, Moğol istilasının sona ermesiyle etkisini kaybetmiş ve bir kısmı ise Timurlar ve Türkmenler gibi İran’a hakim olan bazı Türk kavimleri döneminden bu yana İranlılar tarafından kullanılmaktadır.

Farsçanın Türkçe üzerindeki etkisini bir çok sahalarda görmek mümkündür. Bunların bazıları şöyle:

1- Edebi kavramlar; (örneğin saçı sünbül ve yılana benzetmek, gözü nergise, yanağı güneşe, boyu selviye benzetmek vb...)
2- İrfanî ıstılahlar; (can, ayîn, çark, çile, destar, destegül, ham, harabat, ve keşkül gibi vb...)
3- Musiki kavramları; (neva, segah, çargah, beste, güfte, bestenegar, ahenk, buselik,vb...)
4- İsimler; (Nuşin, Nesrin, Bihter, Şadıman, Şadi, Şebnem, Turan, Agah, Baran, Nalan vb...)
5- Kuş isimleri; (şahin, bülbül, kumru, horoz, kuğu vb...)
6- Hayvan isimleri; (zurafa, sincap vb...)
7- Sebze isimleri; (yonca, yulaf, şahtere, havuç, turp, terhun, vb...)
8- Çiçek isimleri; (menekşe, lâle, sümbül, şebboy, zanbak, vb...)
9- Ağaç isimleri; (zeytin, serv, badem, vb...)

Türkler ayrıca bazen Farsça kelimelerinin kullanım şeklini veya manasını değiştirerek kullanmışlardır.


Kaynak: http://www.irankulturevi.com


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Farsça Dili ve Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü(5363)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!