Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Platonun İdealar Anlayışı
www.arsivbelge.com
Platonun İdealar Anlayışı dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Platonun İdealar Anlayışı başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Platon’un İdealar Anlayışı

Platon’da idealara ulaşmak diye bir şey yok. Hep ideal bir şey varmış gibi yaşayacaksınız. Akademia’da çocukların ruhları inceltilmek isteniyor. Çünkü ona göre müzik ve şiir aynı şey. Daha sonra matematik, geometri ve en sonra diyalektik, mantık öğretiyor.

Hep Platon okunurken idealar işin temeline konur. Platon ideları merkeze koymamış. İdeaları hep bir sorun çözerken kullanıyor. İdealar olayları açıklayabilmek üzere kurduğumuz senaryoya benzer. Platon’da idealar üç beş değişik olayı açıklamak üzere yapılmış senaryolardır. Yani tek bir idea anlayışı yoktur. Ayrıca ideayı seksen yıllık süreçte sürekli yeniliyor, değiştiriyor ve hatta atıyor. Son dönemlerinde ideasız çözüm denemelerine girer. Kimi yerde sıkışınca idealara sığınır.

Platon’da idealar şu yönde ele alınır:

  1. BİLGİ: idealardan bilgiye geliniyor. Bilgiyi anlamak için idealara gidiyor ve bilgiye dönüyor ve sürekli bunu yeniliyor.
  2. İdeaları tanımlama ya da kavramlar ya da yükleme açısından ele alacağız. Yani kısaca dil açısından.
  3. İdeaları fizik dünya (görünüşler) açısından ele alıyoruz. Fizik dünya görünüş dünyasıdır. Bunun varlığını kanıtlamaya çalışıyor. Burada pay almak, taklit, bulunma gibi terimler önemlidir.
  4. İdeaları ruhla ilşkisinde ve buna bağlı olarak ahlak ve devlette göreceğiz.

Platon ideaları hep bunların üzerinde inşa eder. Platon’un esas amacı ahlak ve siyasette kullanılan (siyaset demek kamu yaşamı demektir) iyi, kötü, adil gibi terimlerin objektif temelini bulmaktır.

Platon, Ksenophanes’ten beri gelen tek Tanrı anlayışına yaklaşan biridir ve devletin tanrılarına saygıda kusur etmiyor, ama onları pek de umursamıyor. Platon: Bizim filozof olarak bazı açıklamalarda işin içine tanrıları katmak bize yakışmıyor diyor. Aslında bütün sisteminin arkasında tanrı yatıyor. O başka filozoflar gibi yasaların kaynağında tanrı olduğuna inanmıyor. Dini inanışın olayları açıklamada ele alınmaması gerektiğini söylüyor.

Platon yasaların insanlar tarafından konulduğunu da kabul etmiyor. Yasalar insanlar tarafından konulsa bile yine de birtakım değerlere bağlıdır. Bunu ilk defa Herakleitos söylemiş. Bütün yasalar ilahi yasaya uymak zorundadır. İlahi yasa, doğal yasadır. Doğal yasa aklın yasasıdır. Bu yasaya göre insanların bilgelik hakkı, yaşama hakları vardır. İşte haklar bunun üzerine kurulmalı. Platon bunu idealara dayatıyor.

Platon Yunan dünyasındaki üç tür bilgi kaynağını sonuna kadar kullanıyor:

  1. Akıl bilgisi
  2. Sezgi bilgisi
  3. Duyu bilgisi

Bilginin kaynağı konusunda Yunan dünyasının baştan beri bu üç fikri var:

  1. Akıl bilgisi eleştirici, argümanlı, tartışmacı bir bilgi. Ancak bunun için kavramların tanımlarının olması lazım. Duyu bilgisi ise cisimsel varlıklardan haberler getiriyor.
  2. Platon duyu bilgisini asla ikinci plana atmamış. Bilgide en önemli yönlerden biri budur. Ancak bilgi akıl bilgisi olmadan havada kalır.
  3. Esinleme bilgisi: Bu vahiy bilgisi değil. Vahiy Tanrıyla insan arasında olduğu düşünülen bir bilgidir. Vahiy bilgisi tek kanallı iken esinleme bilgisi bilerce kanallıdır. Yunan dünyasında herkes ilahi bilgiyle bağlantı kurabilir (MANA). Platon kimi yerlerde bu tip “AKIL ÜSTÜ” bilgileri kullanır. Platon’da hatta son elde idealar varsa ona akılla değil, akılüstü yönünüzle ulaşırsınız. Çünkü Platon’da insanın nous yönü var. Doğrudan doğruya varlığın kendisini sezen bir yetimiz var. Eski Yunan dünyasında Cosmos ile nous birbirleriyle haberleşebilir. Bunun da piri Herakleitos’tur. Yani, ben ruhumun derinliklerine inince Cosmos’u anlarım. Bu Platon felsefesinde de vardır. Platon bunu masallarla anlatır. Platon’un bir yönünde matematik varken bir yönde de böyle bir mistik yön var. Burada hisler, duygular, sezgiler devreye girdiği için metaforlara, mitoslara başvurur.

Platon fikirlerini bilinçli olarak karıştırıyor. Onun döneminde kavramlar yöntem olarak bilinmiyor.
Platon önce bir insandır. Kesinlikle bir peygamber değildir.

  1. Bilgedir.
  2. Dini anlamdaki yönü ağır basar. Bu da felsefesine baştan sona sinmiştir.
  3. Bir yönüyle şairdir.
  4. Bir yönüyle matematikçidir.
  5. Bir yönüyle siyasi bir önderdir. Ama iki girişimi de başarısız. Filozofların devlet modeli çok keyifli ama gerçekleşemeyeceğini o da anlamış. Bunun yerine hukuku getiriyor. İnsanın üzerinde herkesi bağlayan yasa olmalı. Bu yasaları da ideal yasa olarak görüyor.

Delinin yönettiği dünyada hakikat olduğuna inanıyor ve bunun farkında. Onun gerçek olduğunu düşünüyor, hayal olduğunu düşünmez. Filozof ne tür olayı kurarsa kursun her zaman için bir şüphe vardır.

İdealar dünyası Platon’un aklıyla gittiği bir dünyadır. Onun için de ondan şüphe ediyor.

Filozofluk hep varolmayan hırsızların peşinden koşmaktır. Bu bizim trajik yanımızdır. Bu dünya bize dar gelir. Biz varolmayan şeyi ararken bir sürü şey olur, ama varolmayan hırsızı asmışızdır. İşte bu da talihsiz yönüdür. Platon varolmayan bir hırsız aramış, ama varolmayan bir hırsızı asmamış.

  1. İdealar insan zihninin içinde değildir. Çünkü benim zihnim yok olur.
  2. İdealar cisimlerin dünyasında bulunmaz. İdeaların varolduğunu kabul ettik. İdealar nasıl varlıklardır? Varlıklar kaç türlüdür? İdeaların yeri var mı? Fizik dünyanın yerini bulan ideaların da yerini bulur.

Platon felsefesi çok tanınmasına rağmen az bilinen bir felsefedir. Platon Felsefesi denince ana ilgiyi hep idea terimi çekmiş. Filozoflar belli terimleri ortaya atınca amaç o terimi anlamak değil, o terimle iş yapabilmektir. Platon böyle bir terimle problem çözmek istiyor.

Onun çözmeye çalıştığı problemler:

  1. Bilgi sorunu
  2. Gerçeklik sorunu
  3. Kavram: Kavramların varlığı kaynağı sorununu çözmek istiyor. Yunan düşüncesinde baştan beri bir problem var: Gerçek (hakikat anlamında) ve görünüş. Yani gerçeğin görünüşü. Aslında bunlar birbirlerinden ayrı değil. Görünen kısmı bizim duyu algımıza konu oluyor. Gerçek ise akılla kavranıyor ya da akılla bile kavranamıyor. (Sofistlerde olduğu gibi) bu sorunu çözebilmek üzere filozoflar yoğun bir çaba harcamışlar. Aslında bu sorunu çözemiyorlar. Çünkü hakikati maddi bir varlık olarak düşünüyorlar. Platon esas varlığın cisimsiz, kütlesiz bir varlık olduğunu söyleyerek sorunu çözmeye çalışıyor. Bu, Platon’un felsefeye bir katkısıdır. Varlığın öyle bir yönü var ki bu cisimsiz bir varlıktır. Bu anlamda Parmenides’in sorunlarını çözüyor. Çünkü bunlar varlığı bir ve kütle olarak görüyor. Bu anlamda Platon esas varlığın cisimsiz bir varlık olduğunu ve bunların da idealar olduğunu söylüyor. O günkü dönemde bunları anlamak çok zor. Platon’un yaptığı birinci yenilik budur.

 

El kitaplarında Platon varlığı ikiye ayırır deniyor. Bu ayrım; bir yanda görünenler, öbür yanda gerçeklik var, demek değildir. Platon’da iki farklı varlık alanı vardır. Bunların varolma dereceleri birbirlerinden farklıdır, diyor. Bu anlamda ideaların kendi başına mevcut olduğunu söylüyorlar.

  1. İdealar kütlesizdir.
  2. İdealar bildiğimiz türdeki varlıklardan ayrı varlıklardır.
  3. Varolabilmek için başka bir varlığa ihtiyaç duymayanlar. Yani onları birer töz olarak görüyor. TÖZ, kendi başına varolabilen, varolabilmek için başka bir şeye ihtiyaç duymayan bir varlıktır. Buraya kadar bir şey diyemiyoruz.

Platon’u anlayabilmek için idealar ayrı olarak ele alınmalı. Platon neden ideaya ihtiyaç duymuş? Platon’un idealar kuramını işlemesinin nedeni kavramdır. Platon dile baktığımızda burada birtakım genel terimlerin bulunduğunu görüyor. Mesela hayvan, insan, ağaç, beyaz gibi genel terimler var. Bu terimlerin kaynağı neresi? Bunlar nasıl meydana geldi? Gerçekten de her insan konuşmaya başlayınca bu kavramları kendi yaratmaz, hazırdır. Platon’un döneminde bunların ayrıntıları bilinmiyor. Platon bu kavramların nasıl meydana geldiğini araştırırken karşısında Herakleitos’u yanlış anlamış; ya da Platon işine geldiği için onları bu şekilde anlamasını isteyen bir yazı yazmış. Ama Platon’un yazılarında ortaya çıkan tabloda gerçeklğin sürekli aktığı şeklinde bir görüş var. Platon: Eğer her şey sürekli akarsa o zaman gerçekliği nasıl anlayabiliriz, diye soruyor, sofistlere. Herakleitos böyle bir laf dememiş, ama başkaları ona atfetmiş. Platon: Gerçekliğe baktığımızda her şeyin akmadığını görüyorum diye düşünür. Gerçeklikte bir tür kalıcılık var. Platon’dan önce Elealılar gerçeğin sürekli akış halinde olduğunu söyklüyorlar. Platon duyu algımla bana konu olan nesnelere bakınca bu nesnelerin rastgele olmadığını, sürekli akmadığını, bunların belirlin düzenler içinde karşıma çıktığını görüyorum, diyor. O zaman gerçeklik akıyorsa bunun düzeni nereden geliyor? O zaman bir nesnenin kalem biçiminde bir nesnenin de insan biçiminde şekillenmesinin nedeni nedir? Yani bir nesneyi nesne yapan şey nedir? Bir nesnenin nesne olması için belirli bir şey olması lazım. İşte Platon ikinci olarak bir nesneyi nesne yapan nedir? diye soruyor. Buraya kadar filozoflar nesneyi madde olarak görüyorlardı. Platon: o zaman niye nesneler farklı farklı şekillerde şekillenmiş? diye soruyor.

Platon’da esas felsefe diyaloglar bittiğinde başlıyor. Yani onun bir de yazmadığı görüşleri var.
Herşey madde, ama neden farklı şekiller alıyorlar? Maddenin şekillenmiş hali somut tekillerdir. Her somut tikel de mutlaka genel bir terimin altına düşürülmelidir. Somut tikeli içeren genel terime, onun özünün tanımı denir. Platon’da somut tikelle tümelin ilişkisi söz konusu, yani tümel kavramdır. Platon’da bilginin olabilmesi için bu ikisi birleştirilmeli.

  1. Kaynağını bulmalı.
  2. Neden belirli bir kavramı belirli bir nesneyi tanımlamak için kullanıyorum?
  3. Tümelle tikelin ilişkisini sağlamak. İşte bu ikisinin ilişkisinden ortaya bilgi çıkar. Bir nesneyi tanımlamak Eski Yunan’da, Horismos’tir. Horismos, ayırmak, sınırlamak demektir. Nesne benim duyu algıma konu olur. Önce bir nesneyi bir kavramın içine sokacağım. Duyu algımla fark etme bilgi değildir. Onu tanımladığımız zaman bilgi olur. Bir nesnenin bilgisini elde edebilmek için önce bir şey, varolan gerekir. Bunun bu şeklini bize Elealı söylemiştir. Bunun maddeden yapıldığını bütün filozoflar söylemiştir. Platon bunun herhangi bir şey olduğunu söylüyor. Bu da onu tanımlamayla ortaya çıkar. Sokrates de biginin tanımlamayla elde edileceğini söylüyor.

Platon:

  1. İnsan terimi nereden ortaya çıktı?
    Neden insan kavramını bu şeye kullanıyor? Bunların ikisinin de kökünde idea alduğunu söylüyor.

Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Phaidon ve Platonun Diyaloğu(5361)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Toplam Yorum Sayısı: 1

Önceki Yorumları Göster!

Son 5 Yorum Aşağıda Listelendi!

canan su - 03.03.2017, 15:19
 

Platon


Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!