İlik Kanseri Nedir?
Kemik iliği kanserleri çok çeşitlilik gösteren büyük bir gruptur. Kemik iliği normalde bütün kan hücrelerinin yapıldığı temel bir organdır ve kemik dokusunun ortasında yer alan bir organdır. Burdaki kök hücreler organizmamızın gereksinimine göre lüzum ettiğinde kırmızı küreleri gerektiğinde beyaz küreleri ve trombosit üreterek hemotolojik fonksiyonların normal seyrini sağlayan hücrelerdir. Bu durum bir genetik kontrol altındadır. Genlerimiz vücudun gereksinimine göre kök hücreye hangi hücreyi ne kadar yapacağı komutunu vermektedir. İşte bu komut ve işlem çizgisinde bir anormallik ortaya çıktığında bunun adı bir anlamda kemik iliği fonksiyon bozukluğudur ve bu anormallik bazen kemik iliği kanseri dediğimiz durumla ortaya çıkar.

Kemik iliği kanserleri birçok değişik isimle adlandırılırlar. Örneğin lösemiler bir gruptur, bu beyaz küre hücrelerden kaynaklanan bir anormalliktir, ani başlayan bu durum gerçekten tedavi edilmezse ölümcül olan formları bulunmaktadır. Günümüzde giderek tedavisinde yol aldığımız kronik formları vardır. Bunlar çok daha uzun bir zaman dilimi içinde tedavi edilen hastalıklardır.

İlik Kanseri Hakkında Bilgi
Kemik iliği kanserleri tıpki diğer kanserler gibi aslında çevrel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan tümörlerdir. Gerçektende normal kan yapımını kontrol eden genetik altyapıda ortaya çıkan anormallikler çoğu zaman bu kanserin ortaya çıkmasını sağlar. Yapılan çalışmalar bir çok faktörün kemik iliği kanserlerine neden olduğunu ortaya koymuştur. İlk sorumlulardan biri radyasyondur. Gerçektende radyasyonun kanser ilişkisi bilinmektedir, kemik iliği kanserleriyle olan ilişkiside bilinmektedir. Bunun dışında bir takım çevrel faktörler kemik iliği kanserlerine neden olur ama yapılan çalışmalar net olarak şu faktör kesin olarak şu kan kanserine neden oluyor diye bir cümle kurmamıza izin vermemektedir. Sigaranın lösemi ile ilişkisi gösterilmiştir ama löseminin nedenlerinden önde gelen sebeplerinden biri sigaradır diyemeyiz.

Hem genetik yapımızda hem de çevrel faktörlerde oluşan anormalliklerin biraraya gelmesiyle bu durum genellikle ortaya çıkmaktadır. Kimi durumlarda gerçektende kişi genetik yapısı sağlamlığı yüzünden bir toksik maddeyle ya da bir kanserojen maddeyle karşılaştığı halde kanser olmayabilir ya da bunun tam tersi çok küçük bir dış faktörle genetik yatkınlık yüzünden kanser ortaya çıkabilir. Kanser için söylenen bütün bu genel doğrular kemik iliği kanserleri içinde geçerlidir.

ilik Kanseri Belirtileri
Kemik iliği kanserlerinin belirtileri kanserin tipiyle değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak kemik iliğimizdeki işlev bozukluğunun yansımalarıdır. Örneğin ortaya çıkan kanser sonrasında vücudumuzu savunan beyaz kürelerimizin yeterince ve fonksiyonel olarak yapılmamaları, enfeksiyonlara ciddi bir yatkınlık yaratabilir. Kırmızı kürelerin yeterince yapılamıyor olması ile ilişkili kansızlık ve bununla ilişkili diğer bulgular ortaya çıkabilir. Örneğin yaşlı hastalarda ciddi bir kalp yetmezliği veya bir solunum yetmezliği ortaya çıkabilir. Birde pıhtılaşmadan sorumlu hücrelerin yetersiz yapılması yüzünden kanama bu tür hastalarda en sık görülen bulgudur.

Bu hastalıkların tam isimlerinin ne olduğunu iyi bilerek hangi kliniklerle ortaya çıktığını söylemek gerekir. Akut bir lösemide bu tablo çok gürültülü bir şekilde ortaya çıkarken kronik bir lösemi kimi zaman tamamen tesadüfi bir kan sayımı sırasında fark edilebilir. Örneğin bir takım kemik lezyonları, böbrek yetmezliği gibi bulgular ön plandayken bir akut lösemide kanama çok ön planda kendisini gösterebilir ya da enfeksiyon kendisini gösterebilir. Bütün kemik iliği kanserleri çok yaygın oldukça heterojen ve geniş bir bulgu grubudur ve bu nedenle çok tipik spesifik bu kanserin bulgusu şudur diyebileceğimiz bulgularla ortaya çıkmazlar.

İlik Kanseri Tedavisi
Her kemik iliği kanseri uğraşmaya ve kazanma kararlığına değicek tümörlerdir. Asla en baştan yenilgiyi kabul etmeden başlamak gerekir. Yapılan çalışmalar aslında sağ kalım oranlarının çok hızlı bir şekilde gerek akut lösemilerde gerek kronik lösemilerde gerek lenfomalarda veya benzeri hastalıklarda geçerlidir. Bu hastalık gruplarının hemen tümünde yapılabilecek tedavi yöntemleri vardır ve bu hastalığın büyük bölümünde şansınız vardır.

Son 10 yıl içerisinde yapılan çalışmalar sağ kalım oranının iki kat arttığını ortaya koymaktadır. Akut lösemilerde kür şansı %60-%70′lere kadar ulaşmaktadır. Lenfomaların çok önemli bir bölümü tedavi edilebilmektedir. Dahası bu hastalar kronik bir hastalık gibi seyredebilmekte ve hastalar çok uzun süre iyi bir yaşam kalitesiyle yaşatılabilmektedir. Hipertansiyonda bir kronik hastalıktır, yüksek tansiyonu olan bir kişinin bu hastalıktan tam kurtulması mümkün değildir. Bu hastalık kontrol edilebilir bir hastalıktır. Aynı bakış açısıyla kimi kemik iliği kanserleri içinde bunu söyleyebiliriz. Tam olarak hastalık ortadan kaldırılmasa bile iyi kontrol edilerek uzun bir yaşam sürmesi sağlanabilmektedir.

Son yıllarda tıbbi tedavi anlamında hastaların yaşam kalitesini arttıracak çok önemli gelişmeler olmuştur. Antibiyotik tedavisindeki gelişmeler, kan bankacılığındaki gelişmeler bunlara sadece birkaç örnektir. Özellikle Türkiye için sosyal destek ve sosyal dayanışma grupları yeterince işlevsel değildir. Yaşam kalitelerini arttıran en temel şeylerden bir tanesi aile ve çevre desteğidir. Hekimler medikal anlamda tedavi anlamında hastaların yaşam kalitesini arttırmak için gerçekten çaba harcamaktadırlar ve tıptaki gelişmelerde bu çabanın karşılıksız kalmamasını giderek her geçen gün daha fazla sağlamaktadır.