15 Temmuz Darbe girişimi, 12 Eylül 1980 darbesinden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ilk askeri darbe teşebbüsüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, kendilerine Yurtta Sulh Konseyi adı veren bir grup asker tarafından gerçekleştirilmek istenen darbeyle yönetime el konulup sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmek istendi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmi internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiri ile bu amaçlarına ulaşmaya çalışan askerler o gece sabaha kadar süren bir girişimde bulundular.

15 Temmuz Gecesi Neler Yaşandı? Darbe Girişimi Nasıl Başladı?

Önce İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri asker tarafından kapatıldı. İçinde milletvekillerinin olduğu sırada savaş uçakları meclis üzerinde alçak uçuş yapıp, TBMM'yi bombaladı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı da bombalanmak istendi ancak başarılamadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Muğla'nın Marmaris ilçesinde suikast girişimi oldu. Bazı üst düzey komutanlar darbeciler tarafından rehin alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkomutan olarak yaptığı konuşmayla halkı sokağa çıkmaya ve darbeye karşı durmaya çağırdı. Bu konuşmanın ardından Türkiye'nin dört bir yanında halk sokağa indi ve darbeye karşı protestolar düzenledi. Darbe girişimi 16 Temmuz sabaha karşı bastırıldı.

15-16 Temmuz Darbe Girişimi sonucunda 300'den fazla kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 1500 kişi yaralandı. On bin civarında kişi gözaltına alındı. Ayrıca görevden alınanların sayısı da 70 bini geçti.

Darbe teşebbüsünün Gülen Cemaati tarafından desteklendiği ve düğmeye ABD'den basıldığı belirtildi. 21 Temmuz Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi.

Başarısız Darbe Girişiminin Ardından Tehdit Devam Ediyor!

Başarısız Darbe girişiminin ardından, Amerika'dan açıklamalar yapan FETÖ lideri Fethullah Gülen, yandaşlarına sabretmelerini söyledi ve yumurtaların 20 gün kuluçkada sabrettiğini sonra çevrildiğini dile getirdi. Bu söylediklerinden sonra Fetullah Gülen'in yeni bir darbe girişimi, bir suikast veya ses getirecek başka bir eyleme işaret ettiği düşünülüyor. Çoğu kişi, Ağustos ayının içerisinde bir girişimin planlandığını düşünüyor.

Neden Türkiye ile Uğraşıyorlar? Küresel Güçlerin Amacı Ne?

Aslında bugünlerde ülkemizde yaşananların tohumları yıllar öncesinde atılmış. Kurtuluş savaşında sömürgeci devletlerin işgali altında olan ülkemizi teslim alamayan yabancı devletler o zamanlardan bu yana Türkiye ile uğraşmışlardır. Fiilen işgal altına alınamayan topraklar; ekonomik darbelerle, çeşitli yaptırımlarla ve gizli anlaşmalarla işgal altına alınmaya başlanmıştır. 1940'lı yılların ikinci yarısından itibaren Fulbright anlaşması, Truman Doktrini, Marshall yardım planı ile eğitim sistemimiz, askeriyemiz ve bir ülkenin bağımsızlığı için hayati olan önemli organlarımız ABD öncülüğündeki küresel güçlere teslim edilmiştir. O zamanlardan günümüze hangi hükümet gelirse gelsin ülkesi için tam anlamıyla bağımsız bir karar alamamıştır. Bu küresel güç ile ters düşenler ise ya suikast ile ya darbe ile bir şekilde cezalandırılmışlardır. Günümüzde olan darbe girişimi de bundan farklı değildir.

Amerika'nın 2000'li yılların başında uygulamaya koyduğu BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile ortadoğu kaynamaya başlamıştır. BOP; uzun yıllar, büyük uğraşlar, büyük yıkımlar gerektiren bir projedir. Afganistan ve Irak'a bizzat ABD müdahelesi yapılarak proje uygulanmaya başlanmış; ardından Arap baharları, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da indirilen liderler ve bölünen ülkeler, küresel güçlerin soktukları fitnelerle birbirini mezhepleri için katleden müslüman coğrafyası, IŞİD, Suriye... İşte bütün bunlar bu projenin dahilindedir. Türkiye de bulunduğu konum itibariyle bu projenin yarattığı yıkımdan etkilenmektedir ve etkilenmeye de devam edecektir.

Kısacası, küresel güçler Türkiye'yi rahat bırakmayacaktır! Bu küresel güçlerin yapmış olduğu planların temelinde kendilerine tehdit olarak gördükleri her şeyi yok etmek vardır. Bu amaçla İslam dininin birleştiriciliğini kırıp, ümmet olma bilincini yıkarak ayrılıkçılık yapmak en çok kullandıkları yöntemdir. Bunu da mezhep çatışmalarıyla, kendi kurdukları yapay cihadçı terör örgütleriyle yapmaktadırlar. Ayrıca ortadoğuda bulunan petrol gibi kaynaklar da bu sömürgeci küresel güçlerin her zaman iştahını kabartmıştır.

Küresel güçlerin ortadoğuyu kan gölüne çevirip uzaktan gülerek izledikleri iğrenç oyunlarında kendilerine itaat etmeyenlere ve oyunlarını bozmaya kalkanlara tahammülleri yoktur. 15 Temmuz Darbe girişimini bu gerçekler ışığında değerlendirmek gerekir. Halk her zaman uyanık olmalıdır. Bu küresel güçler istediklerini yaptırmak için maşalarını kullanmaktadırlar. Ülkemiz üzerinde oyun içinde oyun oynanırken, halk bu girişimde gösterdiği direnci, Ülkenin varlığı ve bütünlüğüne dair herhangi bir tehdit karşısında her daim göstermeli ve ülkemizin geleceğini karartmak isteyenlere karşı elinden geleni yapmalıdır. Çünkü bu dev küresel güçlerin önlerindeki en önemli engel birlik ve beraberliğini koruyan ülkelerdir!