Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Eski Geleneklerimiz Hangileridir?
www.arsivbelge.com
Eskilerden Kalma Geleneklerimiz Nelerdir?Eski Geleneklerimiz Hangileridir? dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Eski Geleneklerimiz Hangileridir? başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Eski Türk Gelenekleri ve Osmanlıdan Gelen Geleneklerimiz

Eski Türk Gelenekleri (Dede Korkut Hikayelerindekiler)

Ad Koyma: Oğuz Türklerinde bir gencin ad alabilmesi için bir yiğitlik göstermesi gerekiyordu. Bu yiğitliği gösterdikten sonra Dede Korkut'u çağırırlardı. Dede Korkut da dua edip gence yiğitliğiyle alakalı bir isim verirdi; "... Bunun adı boz aygırlı Bamsı Beyrek olsun, adını ben verdim yaşını Allah versin." 

Toy etme (Toplantı yapıp karar verme): Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı; "Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler. 

Düğün: Halen devam eden bir geleneğimiz olan düğünlerde ziyafet verilir şenlik yapılırdı. 

Kız İsteme: Kız babasından veya abisinden istenirdi. Kız istemeğe büyük ve saygın kişiler giderdi. Dede Korkut Deli Karçar'dan kız kardeşini Bamsı Beyrek'e şöyle istemiştir; "Tanrının buyruğu ile peygamberin kavli ile aydan arı, güneşten güzel kız kardeşin Banu Çiçek'i Bamsı Beyrek'e istemeğe gelmişim." 

Başlık Alma: Kız vermeye karşılık kızın ailesi başlık isterlerdi. Kitapta kız kardeşini vermek istemediği için aşırı miktarda başlık isteyen Deli Karçar anlatılmıştır. 

"Deli Karçar der: Dede, kız kardeşim yoluna ben ne istersem verir misin? Dede der: Verelim dedi, görelim ne istersin? Deli Karçar der: Bin erkek deve getirin dişi deve görmemiş olsun, bin de aygır getirin ki hiç kısrakla çiftleşmemiş olsun, bin de koyun görmemiş koç getirin, bin de pire getirin bana dedi. Eğer bu dediğim şeyleri getirirseniz pek ala veririm" 

Sövüş Etme: Misafir İçin Hayvan Kesme. Oğuzlar bir misafir geldiği zaman onun için bir hayvan kesip ikram ederlerdi. 

Düş Yorma: Rüyalarında gördükleri garip durumları Dede Korkut'a yorumlatıp mana çıkarırlardı.

Osmanlıda Gelenek ve Görenekler

Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde misafirlere bir törenle kahve ikram edilirdi. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulurdu. Ardından üç genç kız kahve ikramına başlarlardı. Kahvenin soğumaması için güğüm, ortasında kor ateş bulunan stile oturtulur ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınırdı. Stil takımları tombak, gümüş veya pirinçten yapılmıştır. Kahve ikramında ayrıca yuvarlak stil örtüsü kullanılırdı. Atlas veya kadifeden yapılan bu örtü sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemelidir. Stil takımı ve örtüsünün zenginliği ailenin varlık derecesini yansıtırdı.
 
Kına Gecesi
 
Eskiden düğün eğlencelerine pazartesi günü çeyizin güvey evine gönderilmesi ile başlanırdı. Çeyiz alayının önünde, kumaşlar, meyve ve çiçeklerle ağaç şeklinde süslenmiş nahıllar taşınırdı. Salı günü yapılan gelin hamamından sonra, çarşamba akşamı gelin evinin hareminde kına gecesi düzenlenirdi. Bu sırada beyler de selamlıkta veya damat evinde eğlenirlerdi.

Kına gecesinde gelin, genç kızlar ve yengeler, bindallı adı verilen, kadife veya atlas üzerine dival tekniğinde işlemeli ağır elbiseler giyerler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü. Damadın akrabalarından birkaç kişi, kınayı gümüş tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerlerini aldıktan sonra, kayınvalide kendi getirdiği ipek kumaşı yolluk gibi önüne serdirirdi. Gelin ve arkadaşları, ellerinde yanan mumlarla ve gelinin başına bereket paraları saçarak davetlilerin yanına gelirlerdi.

Gelin, yere serilen kumaşın üzerinde yürüyerek iyi tanımadığı kayınvalidesinin elini öpmeye giderdi. Ortaya kuruyemiş, çörek, badem şekeri getirilir, kına gecesine özgü türkü ve maniler söylenerek gelin ağlatılır, bunun bereket getireceğine inanılırdı. Daha sonra gelin bir yastığa oturtulur, kayınvaldesi avucunun ortasına bir altın koyar, mutlu evliliği olan bir hanım tarafından avuçlarına, parmak uçlarına ve ayak baş parmaklarına kına yakılırdı. Gelin avucundaki bu altını uğur ve bereket için saklardı. Arkadaşları da kısmetleri açık olsun diye kendi ellerine kına yakarlardı.

Lohusa Gelenekleri

Türk gelenekleri içinde doğum hazırlıkları ve lohusa döneminin özel bir yeri vardır. Bu hazırlıklara hamileliğin altıncı veya yedinci aylarında başlanırdı. Yakın bir semtte oturan ebeye, işlemeli keseler içinde birer okka şeker, çekirdek kahve ve sabun götürülerek doğum için ebe tutulurdu. Doğumdan sonra lohusa şerbeti kaynatılır ve doğumu müjdelemek için sürahilerle akrabalara, yakın dostlara, komşulara gönderilirdi. Bebek erkek ise sürahinin boynuna kırmızı kurdele, kız ise ağzına gaz boyaması denilen kırmızı tülbent bağlanırdı. Daha sonraki günlerde gözaydına gelen konuklara da gümüş zarflı bardaklarla şerbet ikram edilirdi.

Lohusaya evin en geniş odasında, yataklık denilen karyolada veya üst üste konularak yükseltilen altı-yedi kat şiltenin üzerinde lohusa yatağı hazırlanırdı. Yatağa atlas veya kadifeden gelin yorganı örtülürdü. Yatağın yanına mutlaka kese içinde Kur'an-ı Kerim ve parlak ömrü sembolize eden gümüş ayna asılırdı. Bir şişe sarımsak saplanıp üstü kırmızı gaz boyaması ile sarılır, sarımsak ve nazar boncukları ile süslenirdi. Bu sarımsak, 40. gün hamama gidilirken, kapının eşiğinde lohusaya ezdirilerek evin acı görmemesi ve acıların uzaklaştırılması sağlanırdı.

Lohusa yatağı yedinci gün toplanırdı. Yatağın kalkacağı gün mahalle imamı veya ailenin reisi olan yaşlı bir erkek, bebeğin sağ kulağına ezan ve Kelime-i Şahadet, sol kulağına da Besmele ile üç defa ismini okurdu. Doğumdan 40 gün sonra konu komşu, eş dostla birlikte hamama gidilirdi.

Sünnet Düğünü

İslâmiyette erkek çocuklar genellikle 5-11 yaşları arasında sünnet edilmektedirler. Eskiden bu cerrahi müdahale evde, bir berber veya sünnetçi tarafından yapılırdı. Uğurlu olduğu varsayılan tek rakamlı yaşlar tercih edilir, hali vakti yerinde olanlar kendi çoçukları ile birlikte fakir çocukları da sünnet ettirirlerdi.

Sünnet kıyafetini tamamlayan iki önemli aksesuar, başa giyilen sünnet takkesi ve çapraz olarak elbisenin önüne takılan "Maşallah" yazılı kumaş şerittir. Sünnet olacak çocuk bir hafta önce akraba ve eş dosta götürülerek el öptürülmekte, özellikle İstanbul'da sabır ve selamet dilemek için Eyüp Sultan Türbesi ziyaret edilmektedir. Ayrıca çocuklar midilli veya ata bindirilerek davul zurna eşliğinde ve kasideler okunarak sokak sokak dolaştırılırdı. Sünnetten bir gün önce hamama gidilip yıkanılır ve sağ ellerine kına yakılırdı.

Sünnet yatağı evin baş odasında veya bahçede hazırlanırdı. Kentlere göre farklılıklar olmakla birlikte, çoğunlukla çevredeki yakınlardan ödünç alınan işlemelerle yatak süslenirdi. İpekli krepten yapılan ve çevikliği sembolize eden fare ile uzun ömrün sembolü olan kaplumbağa figürleri yatağın göze çarpan yerlerine takılırdı. 

Sünnet düğünlerine çocukları eğlendirmek için hokkabaz ve çengiler çağrılır, kukla ve Karagöz gösterileri yapılırdı. Misafirler sünnet olan çocuklara saat, yazı takımı, oyuncak, para veya altın armağan ederlerdi.

İçinde kahve fincanı ve zarflar bulunan tepsiyi taşıyan kız, stil örtüsünü kenardan iki eli ile önlük gibi önünde tutar, ikinci kız stil takımını taşırdı. Üçüncü kız tepsiden porselen fincanı alır, stildeki güğümden kahveyi doldurur, fincanı altın,tombak, gümüş veya porselen zarfa yerleştirir, zarfın ayağından iki parmağı ile tutarak tek tek misafirlere ikram ederdi. Tiryakiler kahve ile birlikte nargile veya uzun çubuklarda tütün içerlerdi.

kaynak: frmartuklu.net


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Eski Uygarlıklara Ait Sayı ve Sistemler(5499)

Eski ve Yeni Ölçü Aletleri(5368)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Toplam Yorum Sayısı: 4

Önceki Yorumları Göster!

Son 5 Yorum Aşağıda Listelendi!

leyla bencil - 25.12.2014, 17:48
 

çoooooooooooook saçma


yusuf kaya - 16.03.2016, 15:12
 

aynen çoooooook saçma


Xapia - 30.10.2017, 19:30
 

Emek harcanmis ellerinize saglik


Blçtm - 18.04.2018, 18:50
 

Daha fazla yokmu


Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!