Lozan Barış Antlaşmasının Maddeleri, Önemi ve Sonuçları
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)
Lozan Konferansı’na; Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Yugoslavya, Japonya, Bulgaristan, Romanya, Rusya ve gözlemci olarak ABD katılmıştır. Rusya ve Bulgaristan sadece Boğazlar ile ilgili konularda söz sahibi olmuşlardır. Bulgaristan ayrıca Batı Trakya Sorunu’nda da söz sahibi olmuştur. (Rusya’nın Boğazlarla ilgili konulara yönelmesinin nedeni güvenliğini sağlamak istemesidir.)
İtilaf Devletlerinin konferanstaki amacı Sevr’i yumuşatarak Türklere kabul ettirmektir. Türkiye’nin amacı ise Misak-ı Milli sınırları içerisinde özgür ve bağımsız yeni bir Türk Devleti’nin kurulduğunu kabul ettirmek ve Doğu Sorunu’nu (Ermeni Sorunu) ortadan kaldırmaktır. TBMM, toplantıya katılacak heyetten kapitülasyonlar (ekonomik bağımsızlık) ve Ermeni yurdu (tam bağımsızlık) konularında kesinlikle ödün verilmemesini istemiştir.
Konferansta Türk Heyeti’nin başkanlığını İsmet Paşa yapmıştır.
Lozan Barış Görüşmeleri 20 Kasım 1922’de başlamıştır.
Sevr Antlaşması’nı ana hatlarıyla sürdürmek isteyen İtilaf Devletleri ile birçok konuda anlaşma sağlanamadı ve görüşmeler kesildi (4 Şubat 1923).
Türk ordusunun Boğazlar ve Musul üzerine yürümeye hazırlanması üzerine durum yeniden gergin bir hâl aldı. Durumun ciddiyetini anlayan İtilaf Devletleri konferansı yeniden başlatmak istediler. 23 Nisan 1923’te başlayan ikinci konferans dönemi ise barışla noktalandı (24 Temmuz 1923).
Lozan Antlaşması’nın esasları şunlardır:
Sınırlar
Suriye sınırı 20 Ekim 1921’de Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması’nda saptandığı şekliyle kalacaktır. (Suriye sınırına değişiklik getirilememiş, Hatay alınamamıştır.)
Irak sınırında ise Musul Sorunu nedeniyle Türkiye ve İngiltere arasında anlaşmaya varılamamıştır. İleride yapılacak görüşmelerde taraflar bunu dokuz ay içinde çözümleyeceklerdir. (İngiltere’nin Orta Doğu petrolleri açısından Musul’u önemsemesi, Irak sınırının çizilmesini engellemiştir.)
Yunanistan sınırı, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirtildiği gibi Meriç Nehri esas alınacaktır. Balkan Savaşları ile kaybedilen Batı Trakya Yunanistan’a, Doğu Trakya Türkiye’ye bırakılmıştır.
Adalar konusunda ise İmroz ve Bozcaada Türkiye’ye bırakılırken; Midilli, Sakız ve Sisam adaları Yunanistan’a bırakılmıştır. Buna karşın Yunanistan, Türkiye’ye yakın bu adalarda asker bulundurmayacaktır.
Kapitülasyonlar
Adli, mali ve idari alanlarda yabancılara tanınan tüm ayrıcalıklara son verilmiştir. (Ekonomik bağımsızlık ve tam bağımsızlık açısından önemlidir.)
Azınlıklar
Bütün azınlıklar Türk uyruklu sayılacak ve azınlıklara hiçbir ayrıcalık tanınmayacaktır. (Türkiye’nin iç işlerine karışılmasını önlemek, egemenliğini sağlamak açısından önemlidir.)
Batı Trakya’daki Türklerle İstanbul’daki Rumlar hariç; Yunanistan’daki Türkler ile Anadolu’daki Rumlar karşılıklı olarak değiştirilecekti (nüfus mübadelesi). Gayrimüslim vatandaşlar şahıs ve aile hukuku konularını kendi geleneklerine göre çözebilecekti. (Türkiye’deki hukuk birliğine aykırıdır.)
Savaş Tazminatları
1.Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye’den istenen savaş tazminatı kabul edilmemiştir. Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye’ye zarar veren Yunanistan ise savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir. Bunu için Karaağaç’ı Türkiye’ye bırakmıştır. (Yunanistan yenilgiyi kabul etmiştir.)
Borçlar
1854’ten beri Osmanlı Devleti’nin yaptığı borçlar Türkiye tarafından kabul edildi. Fakat Türkiye bu borçların ödenmesinde bazı kolaylıklar elde etti. Buna göre; borçlar, Osmanlı Devleti’nden ayrılan devletlere de bölüştürülecektir, Balkan Savaşlarında toprak kazanan ve adalardan pay alan devletlere de borçlar bölüştürülecektir, borçlar taksitlendirilecektir.
Düyun-u Umumiye İdaresi’ne (Genel Borçlar İdaresi) son verilmiştir. Böylece Batı’nın, Türk maliyesi üzerindeki denetimine son verilerek mali egemenlik sağlanmıştır.
Boğazlar
Boğazlar bölgesi Türkiye’ye bırakılmakla birlikte, Boğazların yönetimi başkanının Türk olduğu ve Milletler Cemiyeti’nin denetlediği uluslar arası bir komisyona bırakılmıştır. Boğazlardan geliş-gidiş serbest olacak ve Türkiye, Boğazların her iki yakasında da yedişer kilometrelik alanda asker bulunduramayacaktır. (Boğazlarda tam Türk egemenliği sağlanamamıştır.)
Fener-Rum Patrikhanesi
Türkiye, Patrikhane’nin İstanbul’dan çıkarılması için uğraşmışsa da başarılı olamamıştır. Fener Rum Patrikhanesi, İstanbul’da kalacaktır. Ancak siyasi haklara sahip olmayacaktır. (Türkiye’nin egemenlik haklarının korunması, iç işlerine karışılmaması açısından önemlidir.)
İstanbul’un Boşaltılması
İtilaf Devletleri antlaşmanın TBMM tarafından onaylanmasından altı hafta sonra İstanbul’u boşaltacaktır.
Azınlık ve Yabancı Okullar
Bu okulların her türlü işleyişini Türk Hükümeti belirleyecektir. (Türkiye’nin egemenlik haklarının korunması, iç işlerine karışılmaması açısından önemlidir.)
Lozan Antlaşması’nın sonuçları ve önemi şu şekildedir:
Günümüze kadar gelen bu antlaşma ile yeni Türk Devleti uluslar arası alanda resmen tanınmıştır.
Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini sınırlayıcı engeller ortadan kaldırılmıştır.
Osmanlı Devleti’nden kalan sorunlar çözüme kavuşturulmuştur.
Sevr Antlaşması resmen yürürlükten kaldırılmıştır.
Misak-ı Milli büyük oranda gerçekleştirilmiştir.
1.Dünya Savaşı’nı bitiren son antlaşmadır.
kaynak: kisacabilgi.net |