Araştırma ve ödevleriniz için her türlü kaynağı ve dokümanı En Geniş Araştırma ve Ödev Sitesi: www.arsivbelge.com ile bulabilir ve İsterseniz siz de kendi belge ve çalışmalarınızı gönderebilirsiniz!
Her türlü ödev ve dokümanı
www.arsivbelge.com ile kolayca bulabilirsiniz!

Araştırmalarınız için Arama Yapın:


Araştırmalarınız için Arama Yapın:

  
                    

Maliye Ders Notu ve Maliye Teorisi Notları
www.arsivbelge.com
Maliye ve Maliye Teorisi Ders NotlarıMaliye Ders Notu ve Maliye Teorisi Notları dokümanıyla ilgili bilgi için yazıyı inceleyebilirsiniz. Binlerce kaynak ve araştırmanın yer aldığı www.arsivbelge.com sitemizden ücretsiz yararlanabilirsiniz.
Maliye Ders Notu ve Maliye Teorisi Notları başlıklı doküman hakkında bilgi yazının devamında...
Ödev ve Araştırmalarınız için binlerce dokümanı www.arsivbelge.com sitesinde kolayca bulabilirsiniz.

Maliye Ders Notu ve Maliye Teorisi Notları

MALİYE

MERKANTANİZM: 16 y.y ortalarıyla 17 yy sonları arasında Batı avrupada etkinlik kazanan bir ekonomik görüştür.Merkantalizmin doğuşunun temelinde ulusal devletin ortaya çıkması uluslar arası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Ticaretin bireyleri ve ülkeleri zenginleştirdiği inancını savunan bir iktisadi doktirindir. Bu düşünceyi hayata geçirmenin yolu ise, ülkede kıymetli maden stokunun artırılması olarak görülmüştür. Merkantalizim döneminde kamu harcamalarında artış olmuştur. Devlet ticareti kolaylaştırmak amacıyla yollar yapmış ve dış ticareti teşvik(ihracat) etmiştir.sanayide yerli hammadde kullanılması ,hammadde ihracatının yasaklanması ithalatın yüksek gümrük vergileri ile ve yasalarla kısıtlanması gibi önlemleri savunmuşlardır.Ayrıca güçlü ulusal deniz ticaret filolarının kurulmasınıda savunmuşlardır. Devlet eğitim, sağlık, yargı, gibi hizmetleri gördüğü zaman halktan bu hizmetlerin finansmanına katılmasını istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

 FİZYOKRATLAR: Fizyokratik iktisadi düşünce sahipleri liberal kapitalizm öncüleri sayılmaktadır. Bu düşünce akımın kurucusu fransız bilim adamı Dr Quesney’(iktisadi tablo adlı çalışması vardır) dir. Üretimin gerçek kaynağı topraktır. Devletin müdahalesine karşıdırlar. Sadece iç ve dış güvenliğin sağlanması ve alt yapı hizmetlerinin yerine getirilmesini ve ekonomiye karışmamasını istemişlerdir, vergi sadece tarımdan alınmalıdır.

 KLASİK DÜŞÜNCE : İktisadi hayatta doğal bir düzen vardır. Ekonomik dengelerin kendiliğinden ve otomotik olarak oluştuğu, bu tabii düzenin bozulmaması için, devletin mümkün olduğunca ekonomiye müdahalede bulunmaması gerekir. Buğünkü anlamda serbest piyasa ekonomisi teorisinin kurucuları olarak kabul edilen klasikler devletin faaliyetlerini, ülkenin ic ve dış güvenliğini sağlamakla sınırlı tutmuşlardır. Devletin vergilerini bir iktisat politikası aracı olarak kullanmalarına karşıdırlar. Kamu harcamaları hacimce dar ve devlet bütçesi denk olmalıdır.

 OSMANLI İMRATORLUĞU

 ŞERİİ VERGİLER ( Müslüman ve yabancılardan)

a)   zekat

b)   öşür : topraktan 1/10 oranında alınırdı.

c)   Haraç : Yabancılardan alınırdı.

d)   Cizye Müslüman olmayanlardan askerlik hizmeti karşılığı alınırdı.

 KAMUSAL MALLAR

1-  Tam Kamusal Mal ve Hizmetler : Öyle mal ve hizmetlerdendirki bunların faydası birimlere bölünemez ve bu yüzdende pazarlanamazlar. Birimlere bölünüp pazarlanamadıkları için bunlara karşı kişsel bir talep doğmaz. Belirtilen bu nedenler sözkonusu bu mallar için herhangi bir fiyat teşekkülünü önler.(Adalet hizmetleri ,savunma hizmetleri v.s

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin faydası birimlere bölünemez ve pazarlanamazlar

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin faydasından kimse mahrum bırakılamaz

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin tüketiminde rekabet yoktur

* Tam kamusal mal ve hizmetlerin üretimi devlet tarafından gerçekleştirilir.

* Tam kamusal mal ve hizmetler dışsal ekonomilerin oluşmasına neden olur. 

2-  Yarı Kamusal Mal ve Hizmetler : Kamusal ve sosyal nitelikte öyle mal ve hizmetler vardırki faydası birimlere bölünebilir. Bedeli yararlananlara ödettirilebilir. Bedel ödemeyenlerin ise söz konusu malların faydasından mahrum bırakılması mümkün değildir. Bu tip mallara en tipik örnek eğitim ve sağlık hizmetleridir. Ulaştırma, sosyal yardımlar, sosyal güvenlik ve benzeri bir çok hizmetler yarı kamusal mal ve hizmetler sayılır..( Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Örnek)

3-  Özel mallar: Elektirik, su, telefon, haberleşme, ulaşım, özel mal ile kamusal mal ayırımının en önemli özelliği özel malların içsel fayda kamusal malların dışsal fayda oluşturmasıdır.

 

ERDEMLİ MERİT MALLAR:    İlk bakışta tamamen özel mal niteliğinde görülen öyle mallar vardır ki gelir ve ödeme düzeyi elverişli olmayanlar bu çeşit mallara talepte bulunmayayınca özel kesim tarafından üretilmez Yaşlı ve kimsesizlerin bakım ve himayeleri vs Demerit mallar ise sigara alkollü içki uyuşturucu gibi kullanımı zararlı olan malların devlet tarafından tüketiminde düzenliyici rol üstlenmek istegi mallardır.

 DIŞSALLIK TİPLERİ:

a)  Üreticiden üreticiye olan dışsallıklar: Bir firmanın üretim faaliyetleri diğer firmanın veya firmaların üretim olasnaklarını olumlu yada olumsuz yönde etkilediği takdirde üreticiden üreticeye dışsallık gerçekleşmektedir.*** bir akarsuyun yukarı bölümünde faaliyet gösteren bir üretim tesisinin atıkları ile sulu kirletmesi sonucu üretim sürecinde su kullanan ve su yatağının alt kısmında faaliyette bulunan fima olumsuz şekilde etkilenecektir, bu üreticiden üreticiye gerçekleşen dış maliyet niteliğinde bir etki olup, bir üreticinin diğerine olan üretim maliyetini, üretim kalitesini vb etkileyeci rol oynayacaktır.

***** Örneğin petrol araması yapan bir kuruluş belli bir alanda petrol bulduğu zaman, diğer araştırmacı kurumlarada değerli kullanışlı bilgiler sunmuş olmaktadır. Aynı şekilde bir firma kendi amaçları doğrultusunda istihdam ettiği iş gücünü eğittiği zaman, çeşitli nedenlere bağlı olarak. Diğer işverenler yanına geçen kişiler. İkinci işverenede fayda sağlamış olurlar. Bir balıkçının oltasını avlanma bölgesine atması diğer balıkçılırın avlanmasını güçleştirir buda olumsuz dışsallıktır. 

b)  Üreticiden tüketiciye olan dışsallıklar.

Olumsuz. Bir üretim tesisinin çevreyi kirletmesinden dolayı yakında yaşayan bireylerin sağlıklarının bozulmasına neden olabilir. Böyle bir durumda bir fabrikanın faaliyetinden kaynaklanan dış maliyetin tüketici tarafından karşılanması durumunda ortaya çıkmaktadır.

Olumlu : yol su ve enerji imkanlarının bulunmadığı bir yörede bir üretim kurulması o yörede ve civarında yaşayanlara yol su enerji imkanı yaratabilir. Böyle bir durumda üreticinin üretimi sırasında dikkate almadığı yararlarından da doğrudan maliyetine katlanmadıkları bir fayda omrtay çıkmış olmaktadır. 

c)  Tüketiciden tüketiciye olan dışsallıklar:

Olumlu : Tüketicinin hoşnut kaldığı bir ürün nedeniyle çevresine olumlu tanıtımda bulunması bi firmanın kalitesiz yada bozuk ürününü satın almış bir tüketicinin, bu ürünü firmaya iade etmek veya zarının karşılanmasını istemek yerine bu gitmeyerek, ortaya çıkan maliyeti kendisinin karşılamış olması üretici açısından olumlu dışsallıklara örnek olarak gösterilebilir. Burada üretici tarafından taşınması gereken yükün müşteri tarafından yüklenilmesi sözkonusu olmaktadır. Böyle bir durumda üretici için dış fayda yaratılmış olur.

Olumsuz. Bir üretici firamanın üretimi hakkında tüketici tarafından edinilen olumsuz yargının gerek bireysel olarak gerekse basın aracılığıyla çevreye duyurulması firma tarafından o ürün için öngörülmüş olan ekonomik ve teknik ömrün firmanın amaç ve kontrolü dışındaki önlem ve uygulamalarla değiştirilmesi “ dış maliyet şeklindeki tüketici – üretici dışssallığına örnek olarak gösterilebilir. 

d)  Tüketiciden Tüketiciye Olan Dışsallıklar.

Dışssallıklar maddi veya ruhsal nitelikte olabilmektedir. Çevre kirlenmesi tüketiciyi maddi nitelikte etkiler. Otomobil kullanımının yol açtıığı çevre kirlenmesinden kaynaklanan hoşnutsuzluk ruhsal olabileceği gibi maddi nitelikte gerçekleşe bilir. Örneğin bir tatil dönemi başlanğıcı veya dönüşünde şehirler arası karayollarındaki araç sayısının artışı hem maddi hemde ruhsal açıdan tüketcilerin birbirilerin etkilemelerine dışssal maliyetrin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

 

İÇSEL EKONOMİLER :

Olumlu içsel ekonomiler :

a)  Üretim hacminin genişlemesi ile ortalama maliyetler düşer.

b)  Üretim arttırkça çalışanlar arasında işbölümü artar ve uzmanlaşmaya gidilir, buna bağlı olarak verimlilik artar ve maliyetler düşer.

c)   Üretim hacminin artması ile ürünlerin pazarlama ve dağıtım maliyetleri düşer.

-        Üretimdeki aşırı büyümenin yol açtığı maliyet artışları ise içsel olumsuz ekonomiler olarak nitelendirilir.

 

KAMU EKONOMİK FAALİYETLERİNİN AMAÇLARI

a)   Ekonomik büyüme ve gelişmenin sağlanması

b)   Ekonomik istikrarın sağlanması

c)   Gelir dağılımında adaletin sağlanması

 

LORENZ EĞRİSİ

Kişisel gelir dağılımdaki adaletsizlik Lorenz eğirisi Vasıtası ile incelenir. Lorenz eğirisi 45 derecelik

Doğruya yakın olduğu ölçüde adil gelir dağılımından söz Edilirken söz konusu eğrinin 45 derecelik doğruya uzak Olduğu ölçüde ise gayrı adil bir gelir dağılımından söz edilir

 

GİNİ KATSAYISI : 45 derecelik eğrinin sağ tarafındaki alanda lorenz eğrisinin sağ tarafındaki alanın, sol taraftaki alana oranı            gini katsayısı olarak ifade edilir. Katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı mutlak eşitliği doğru yaklaşılır. Buna karşılık katsayı bire doğru yaklaştıkça gelir dağılımdaki eşitsizlik artar.

            

KİT Kuruluş Amaçları –

a)Ekonomik büyümeye sağlamak

b)Tekelleri devletçe işletmek

c) Özel sektörün başaramayacağı işleri yapmak

d)Ekonomiye yön vermek ve düzenlemek

e)Özel sektöre öncülük etmek

f) Gelir dağılımını düzenlemek

 

İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ(İDT) sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür.

 

KAMU İKSİTADİ KURULUŞU(KİK): Sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek üzere kurulan kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu iktisadi teşebbüsüdür.

 

a)Müessese : sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşebbüsüne ait olup ona bağlı işletmeler topluluğuna müessese denir.

b)Bağlı Ortaklık : Sermayesinin % 50 sinden fazlası İKT KİK ait olan işletme veya işletmeler topluğundan oluşan anonim şirketlerdir.

c) İştirak: İDT KİK veya bağlı ortaklıkların sermayelerinin en az % 15 ençok %50 sine sahip bulundukları anonim şirketlerdir.

1933 Yılında 1. beş yıllık sanayi planı

1963-1964  1. beş yıllık kalkınma planı

 

KAMU HARCAMALARININ ARTIŞI

a)  Kamu harcamalarının gerçek artış nedenleri

* Ekonomik ve sosyal nedenler

* Savaş ve milli savunma harcamalarındaki artışlar

* Nüfus artışı

* Ekonomik gelişmeler

 

b)  Kamu harcamalarının görünüşte artış nedenleri

* Kamu hizmetlerinin para ile görülmesi

* Para değerinin düşmesi

* Bütçe tekniğinde meydana gelen değişmeler

 

KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINI AÇIKLAYAN YAKLAŞIMLAR.

a)          Wagner : Sürekli artış (kamu harcamalarındaki artış kanunu). Zamanın sanayileşmiş ülkelerini incelemiş ve bu ülkelerde sanayileşme dolasıyla üretim ve bunun soncunda milli gelir yükselirken kamu harcamalarınında arttığını saptamış ve bundan devletin mali ihtiyaçları ile mili gelir arasında bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır. Kamu harcamalının milli gelirden daha hızlı arttığın söylemiştir. Kamu harcamalarınnı artış devlet faaliyetlerinin artışının bir soncudur. Toplumların sosyal ilerleme istekleri devlet faaliyetlerini arttırmakta ve böylece kamu harcamaları artmaktadır.

b)          Peacock- Wiesman : (sıçrama tezi) Kamu harcamalarının artışındaki temel neden savaş ve benzeri olaylardır.Bu gibi olağanüstü dönemlerde vergiler ve kamu harcamaları artırılır.Ancak olağanüstü durumun geçmesine rağmen devlet olağanüstü şartlar nedeniyle yüksek vergi ödemeye alışmış halktan aynı düzeyde vergi almaya devam eder.Böylece kamu harcamaları savaş ve benzeri olaylar döneminden sözkonusu şartların kalkmasından sonraki normal döneme göre sıçramış olur.

c)          Colin Clark: vergilerle karşılanan kamu harcamalarının milli gelirin % 25 aşamayacağını ileri sürmüştür.

d)          Sosyal refahın arttırılması yaklaşımı: Pigou ve Dalton vergilemeden sağlanan marjinal liranın harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetin ( faydasızlığın ) eşitlenmesi suretiyle sosyal refahın kamu harcamaları yolu ile maksimize edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

e)          Maksimizasyon yaklaşımı: A. Downs, jim Buchanan ve G. Tullacak gibi teorisyenler tarfından ileri sürülmüş olan bir yaklaşımdır. Bu görüşe göre demokrasi ile yönetilen bi ülkede, hükümetler kendi yaşam sürelerini maksimum kılma çabası içresindedirler. Genel olarak hayat standardının yükselmesi nedeniyle talep edilen kamu faaliyetlerinin niteliğinde değişme olmaktadır. Eğitim , sağlık , konut, ulaşım konusundaki hizmetlerin ağırlık kazındığı düşüncesinden kaynakllanan bu durum, yüksek gelir esnekliğinin sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu yönde olan yoğun talep baskısı satandartlarla ilgili kurulların revizyonununa siyasal süreç aracılığıyla ekstra harcalamalar yapılması yönünde girişimlerde bulunulmasına yol açmaktadır.

f)           Niskanen ( Bürokrasinin Etkisi ). Bürokrasinin bütçe içindeki etkisini baz alarak kamu harcamalarının artabileceğini iddia etmiştir. Bürokrasi hükümete hizmet sunan monopol gücüne sahip bir hizmet sektörüdür isteyen bürokratlar maaşlarını arttırmak isteyerek kamu harcamalarının artmasına neden olabilir

g)          Ekonominin gelişme sürecinde kamu harcamalarını etkilediği yaklaşımı

Musgrave: Bir ülke ekonomisinin gelişim sürecini tamamlamasına bağlı olarak, kamu harcamalarının bileşimide değişmekte ve bu değişim eğitim sağlık harcamaları ile diğer sosyal harcamalar lehine olmaktadır. Söz konusu değişim dolayısı ile kamu harcamaları düzeyinin yükseleceğini belirtmektedir.

Musgrave göre devletin geleneksel hizmetlerin dışında şu nedenlerden dolayı bu alanlarda faaliyette bulunması gerekir.

* fiat mekanizması tek başına optimum kaynak dağılımı gerçekleştirme. Çünki milli savunma ve benzeri toplumsal ihtiyaçları ki bunlara musgarave sosyal ihtiyaçlar demektedir.. karşılayarak mal ve hizmetler piyasadan tedarik edilemez.

* piyasada var olan fiyat mekanizması yoluyla adil gelir dağılımının gerçekleşmesi mümkün olmaması nedeniyle devlet düşük gelir gruplarına daha adil gelir sunabilmesi için düşük fiyatlarla mal ve hizmet üretmelidir.

* iktisadi kalkanmanın temini için ekonomik istikrarın ve denğenin sağlanması çin devlet maliye politikası aracı olarak bu alanlarda faaliyette bulunmalıdır.

Rostow : Kamu giderlerinin artışını ekonomik gelişme ve bu gelişimin sağlanmasında devletin oynadığı rolün önemi ile açıklanmaktadır. İlkel toplum düzeyinden, günümüzün gelişmiş dvlet yapısına ulaşıncaya kadar geçirilen zaman içerisinde devlet ülkelerin sosyo ekonomik ve siyasi nitelikteklerine bağlı olarak değişen büyüklüklerde üretimde bulunmuş ve bulunmaktadır. Esas itibarıyla makro amaçlarına yönelik olan bu mal ve hizmet üretimleri, kamu kaynaklarına daha çok başvurulması ve bunların amaçlar doğrultusunda ve gittikçe artan büyüklükler içinde sarfı zorunluğunu ortaya çıkartmaktadır.

 

KAMU MALİYESİ İLE İLGİLİ KURUMSAL YAKLAŞIMLAR ( Geleneksel )  

a)          Kurumsal Yaklaşım : devlet faayietlerin hukuki ve idari bakış açısından incelemektedir. Vergilerin uygulamaya konulması, salınması ve toplanması ile ilgili düzenlemeler yanında kamu fonlarınnı kullanımıda ele alınmaktadır. Bu yaklaşımla kamu harcamaları teorisi ve vergi teorisinin geliştirilmesi konusundaki çabalar son derecede sınırlı düzeyde olup yok denecek kadar azdır.

b)          Yapısal Yaklaşımlar: kamu maliyesi ile ilgili konulurın ekonomik açıdan incelenmesine yönelik olup, kaynak dağılımında ve kullanımında etkinlik, devlet faaliyetlerinin etkinliği ve alternatif maliyetler piyasa ekonomi si ile ilgili faaliyetlerin incelenmesi bakımından göz önünüde tutulan teorik çerçeve içerisinde kamu faaliyetlerinin ekonomik analizinin yapılması ve benzeri çalışmaları kapsamaktadır.

c)          Değişim Yaklaşımı : fransa ve italyada çeşitli bilim adamları tarafından ileriye sürülmüş bir yaklaşım olup vergileri kamu hizmetlerinin bedeli olarak kabul etmektedir. Devlet faaliyetlerinin optimumum düzeyinin piyasa ekonomisine benzer bir şekilde ve vergilerin ( fiyatların ) üretilen devlet hizmetlerinin marjinal maliyetine eşit olduğu noktada oluşacağını belirtmektedir.

d)          Gelir Yaklaşımı: fonksiyonel maliye ile ilgili olup her devlet faaliyetinin milli geliri azaltıcı ve arttırıcı etkileri incelenmektedir. Buna kamu harcamalarının finansmanından daha çok harcamanını düzeyini vergiler yolu ile kısmak veya benzer şekilde kamu harcamalarını fonksiyonunun hizmet sağlamak değil gelir akışını daraltmak olması örnek olarak gösterilebilir.

e)  Refah Yaklaşımı: kamu maliyesi aracılığı ile toplum refahının maksimize edilmesini öngörmekte olup kimsenin durumundan fedakarlık yapılmaksızın toplum refahının arttırılması amaçlanmaktadır. . Refah ölçüsü, kamu maliyesi açısından devlet faaliyetlerinin optimum düzeyini belirlemede önem taşımakta ve vergi yükü bakımından fonksiyon görmektedir.

 

KAMU MALİYESİ İLE İLGİ YAKLAŞIMLAR ( Günümüzdeki Yaklaşımlar)

HUKUKİ YAKLAŞIM: Alman ve fransız ekolünün yaklaşım şekli olup siyasi ve idari sistem içinde kamu maliyesinin temel fonksiyonları üzerinde durulmaktadır. Bu yaklaşıma göre kamu tüzel kişileri anayasayla kendilerine yüklenmiş olan fonksiyonları gerçekleştirmeleri için harcama yapmak durumunda olup söz konusu harcamaların hangi kaynaktan ve hangi usullerle sağlanacağı ile toplumsal mali yük uygulamalarının toplum kesimleri arasında adil bir şekilde dağılımının nasıl gerçekleştirileceği konuları ağırlık kazanmaktadır.

 

İKTİSADİ YAKLAŞIM: Devletin vergi ve benzeri nitelikteki kamusal mali yük uygulamaları ve borçlanma aracılığıyla yarattığı ekonomik etkileri ön planda tutmakta söz konusu uygulamaların satın alma gücü tüketim, tasarruf, gelir ve servet dağılımı ile yatırımlar üzerindeki etkilerini analize yönelik bulunmaktadır. İktisadi yaklaşımda devlet faaliyetlerinin Kamu Hukuku ile olan ilişkisi tamamen bir tarafa itilmekte ve konun sadece ekonomik yanı ile ilgilenilmekte ülkemizde kıta avrasyasının etkisiyle mali olaylar genellikle hukuki yakmaşıma göre incelenmiştir.

 

KAMU MALİYESİNİN AMAÇLARI

*****Kaynak Kullanımında Etkinlik Sağlanması: kaynak tahsisi ile ilgi olup ekonomik kaynakların paylaştırılmasında kıt kamu kaynaklarının optimum dağılımını ve kullanımını gerekli kılar. Devlet fiyat mekanizmasının fonksiyonlarındaki eksiklikleri gidermek amacıyla piyasaları piyasa koşullarını sosyal ve özel maliyetler ile dışsal ekonomileri ve ekonomik olmayan durumları gözönünde bulundurmak durumundadır.

******Bölüşümde Etkinlik Sağlanması: iş imkanları eğitim düzeyi, veraset sonucu intikallereyönelikpolitikalar, vergi ve kamu harcama politikaları gibi bazı faktörlere bağlı olarak gelir ve servet dağılımında etkinlik sağlanmasını ifade etmektedir.

******İktisadi İstikrarırın Sağlanması:

 

KAMU GİDERLERİNİN ÇEŞİTLERİ:

KAMU GİDERLERİNİN FONKSİYONEL AYRIMI: bu ayrım şeklinde yapılacak giderler yoluyla gerçekleştirilmesi öngörülen amaçlara yönelik hizmetler dikkate alınmaktadır. Devletin klasik ve sosyo ekonomik nitelikteki hizmetleri gözönünde tutulmakta her bir hizmet grubu için yapılan giderler dikkate alınmaktadır. Aynı hizmet birden fazla kamu kuruluşu aracılığı ile gerçekleştiriliyor ise her kuruluşun o hizmet için yaptığı giderler toplanmakta ve böylece bir hizmet için yapılan toplan gider belirlenmektedir. Eğitim giderleri, savunma giderleri, yönetim giderleri, sağlık giderleri, bayındırlık giderleri sosyal hizmet giderleri gibi çeşitli kalemler altında giderlerin sınıflandırılması yoluna gidilmektedir. Bir bütün olarak çeşitli kamu hizmetlerinin maliyetlerini göremeye bu maliyetler ile ilgili olarak karşılaştırmalara yapmaya ve dolayısı ile hizmetlerin daha verimli olamasını sağlamaya fırsat veren bu ayrım genellikle yarı toplumsal yada piyasa konusu olabilir nitelikteki hizmetlerin etkinleştirilmesi, maliyet fayda analizlerinin yapılabilmesi bakımından daha fazla yarar sağlayabilmektedir.

 

MAL VE HİZMET ALIM GİDERLERİ – TRANSFER VE YARDIM AYRIMI

Mal ve hizmet giderleri devletin üretim faktörü talebi dolayısıyla yapmak durumunda kaldığı giderlerdir. Bu giderler cari harcamalar ve yatırım harcamaları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Pigau ve Colm gibi ingiliz ve alman bilim adamları ileri sürülen bu ayrımda bu grupta yer alan giderlerin temel niteliği bir hizmet veya işgücü, bir mal veya eşya dolayısılile giderlerin yapılmış olmasıdır.

 

TRANSFER HARCAMALARI: bu harcamalar mal ve hizmet alımına yönelik olmayıp toplumun sosyal yönden güçlü kalmasına yönelik olarak yapılan ve daha çok yardım amacı güden bir niteliğe sahiptir. Transfer giderleri ekonomik, sosyal ve mali nedenlerle gerekli görülen kişilere yapılan fon aktarmalarını ifade etmektedir. Bu ödemeden yararlananların satın alma gücü artmaktadır. Sübvansiyon şeklinde yapılan taransfer ödemeleri ise çeşitli kuruluşlara ve piyasa fiyatınındüzenlenmesi amacıyla yapılmaktadır. Şekli olarak transfer giderleri bir anlamda negatif vergi olarak düşünülebilir.(Borç faiz ödemeleri tranfer harcamaları içerisinde yer alır)

 

VERİMLİ GİDERLER - VERİMSİZ GİDERLER AYRIMI: ekonominin üretim kapasitesini arttıran veya kamu gelirlerinde artış sağlayan giderler verimli diğer ise verimsiz gider olarak kabul edilmektedir.

CARİ GİDERLER -YATIRIM GİDERLERİ AYRIMI: bu ayrıma göre devletin tüketim malları alımına yönelik harcamaları cari, sermaye oluşumu ile ilgili giderleri ise yatırım giderleri olarak nitelendirilmektedir.

   Cari giderler niteilikleri itibarı ile her yıl tekrarlanma görünümündedirler genellikle birbütçe dönemi   içerisinde tüketilmesi sözkonusu faydanın elde edilmesi amacıyla yapılmaktadır. Personelgiderleri, isıtma, aydınlatma, kırtasiye, yakacak vb giderler örnek gösterilebilir.

Yatırım giderleri ise üretimi arttıran üretkenliği olumlu yönde etkileyen kaynakların daha iyi     kullanılmasını sağlayan üretim faktörlerinin verimliliğini arttıran genellikle dayanıklı nitelikte ve faydası birden fazlayla yaygın mallar yapılan giderlerdir.

 

KAMU HARCAMALARININ SINIFLANDIRILMASI :

İşlevsel Sınıflandırma( fonksiyonel).  Politik organlarca belirlenen kamu harcamalarını kapsayan ve harcamalara ulaşılmak istenen belirli hedeflerin anlamlı biçimde birleştirildiği bir sınıflandırmadır.

a)           Genel Hizmetler: Genel yönetim, savunma yargı ve kolluk hizmetleri gibi TBMM Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mah, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı vs

b)           Ekonomik Hizmetler: genellikle bir yere doğrudan yarar sunma yerine üretim sürecinin ilk aşamalarında hammede ve ara malları ile altyapıyı oluşturan özellikleri dolayısı ile firmalara yarar sağlanmasıdır. Tarım Enerji doğal kaynaklar ulaşım gibi hizmetler, ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, DSİ gibi

c)           Sosyal Hizmetler: Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, hizmetler = Sağlık Bakanlığı çalışma ve Sosyal güvenlik bakanlığı Milli eğitim Bakanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı

 

EKONOMİK SINIFLANDIRMA

a)          Gerçek Harcamalar. Toplam talebini bir ögesini ve bu niteliği ile cari dönem üretimi yada fiyat düzeyini etkileyen harcamalardır.

b)          Yatırım Harcamaları

c)          Cari Harcamalar. Personel giderleri büro malzemesi alımı aydınlatma ısınma küçük onarımlar

d)          Transfer Harcaması : fakirlere yapılan harcamalar sübvansiyonlar.

. Eğitim ve sağlık harcamaları kalkınma carisi türünden harcamalardır

 

KAMU GELİRLERİ

a)   Vergiler

b)   Harçlar: Bazı kamu kuruluşlarının sundukları hizmetinden yararlanalanların bu yararlanma karşılığı ödedikleri bedeldir. Harçları vergiden ayıran en önemli kriter harçlarında kısmende olsa bir kamu hizmeti karşılığı olarak alınmasıdır.

c)   Resim : Bazen harca bazende vergiye benzemektedir. Resim ya tamemen karşılıksız olarak alınmakta yada bir hizmetten yararlanmanın veya bir hakkı elde etmenin karşılığı olarak alınmaktadır. Rıhtım resmi, ihade alının damga resmi

d)   Şerefiye : Şerefiyede vergi ve harcın özelliklerini taşıyan bir kamu gelir türüdür. Buğün ülkemizde harcamalara katılma payları olarak adlandırılmakta ve belediyelerce yapılan yol kanalizasyon ve su tesisleri hizmetlerinden yararlanan gayrımenkul sahiplerinden alınmaktadır.

e)   Parafiskal gelirler: kamu veya yarı kamu kurumu niteliğindeki ekonomik sosyal ve mesleki kuruluşların yaptıkları hizmetler karşılığında, kendi üyelerinden veya hizmetlerinden yararlanlardan çeşitli adlarla aldıkları paralardır. Örnek olarak Emekli sandığı, SSK Bağkur.

 

PARAFİKSAL GELİRLER

1). Kamu kuruluşu niteliğindeki bir ekonomik yada mesleki kuruluşun yaptığı hizmetlerden dolaylı veya dolaysız bir şekilde yararlanan kişilerden toplanmaktadır

2). Zorunlu bir ödemedir

3). Ekonomik sosyal ve mesleki kuruluşlar tarafından toplanırlar.

4) . Devlet veya yerel yönetimlerin bütçelerinde yer almamaktadır.

5) . Karşılıkları vardır.

 

f) 

g) para basımı

h)mali tekeller

ı) para

i ) Emlak teşebbüs gelirleri

 

VERGİNİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ

1-VERGİNİN DEĞİŞİM GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE AÇIKLANMASI: fayda teorisi vergilerin; kamu harcamalarından sağlanan fayda göre dağıtılmasını öngörmektedir. Buna göre, nasıl alınan özel mal ve hizmetler için ödeme yapılmaktadır. Aynı şekilde kamu sektörünün sunduğu mal ve hizmetler için de ödeme yapılması gerekir. verginin değişim teorisine göre açıklanmasında vergi: devletin gördüğü mal ve hizmetlerin karşılığı olarak alınan ve bunun için ödenemesi gereken bir bedel olarak görünmektedir. Locke PROudhon, Clemence rayer gibi mualiflerce savunulmuş bir görüştür. “ vergi bir değişimdir, kişiler arasında bu faydaların sağlanması için yapılan değişime benzer şekilde bireylerle devlet arasında da değişim vardır. “ devletin rolü herkese eşit fedakarlık yüklemek olmayıp bireylere sağladığı hizmetlerin adil fiyatını ödemektir. Gibi çeşitli ifadelerle açıklanan bu görüşün geçerliği kalmamıştır. Çünki vergi kamu hizmetlerinin gerektirdiği giderleri finanse etmek üzere alınmakla birlikte, belirli bir hizmet karşılığı değildir.

2- VERGİNİN SİGORTA PRİMİ GÖRÜŞÜYLE AÇIKLANMASI: toplum bireylerin mal ve mülklerini güvenlik altında bulunduran devlete bu hizmetlerin karşılığı olarak ödemiş oldukları bir sigorta primine benzetilmektedir. Devlet sanki bir sigorta şirketi gibi fertlerden vergi adı altında para almakta ve karşılığında güvenlik ve asayişi sağlamaktadır. Montesguieu, Mirabeau, Emine de Girardin bu görüşü savunmaktadır.

3- VERGİNİN SOSYAL ÜRETİM GİDERLERİNE KATILMA PAYI OLARAK AÇIKLANMASI: bu görüşe göre toplum bir üreticiler birliğine benzetilmekte ve vergi devlet tarafından yapılan kamu hizmetlerinin sosyal üretime katılması karşılığı olarak ödenen bir pay şeklinde kabul edilmektedir. Vergi üretimden faydalanmak için her üreticiye düşen gider payıdır.

 

4-VERGİYİ DEVLETİN EĞEMENLİK HAKKININ BİR SONUCU SAYAN GÖRÜŞ

VERGİLEMEYE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR

VERGİNİN TEMEL KONUSU: Verginin üzerinden alındığı şeydir, bu şey ekonomik bir değer, hukuki bir muamele, fiziki bir varlık, bir fiil, bir olay ve benzedi olabilmektedir. Sadece maddi anlamdaki mal ve eşyalar değil; maddi olmayan ekonomik unsurlar, mükelleflerin fiziki varlığı veya sosyal durumları dahi vergi konusunun kapsamına girebilmektedir.

 

VERGİ MÜKKELLEFİYETİ: Vergi mükellefi yada yükümlüsü, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi olarak tamınlanmaktadır.

 

VERGİ SORUMLULUĞU verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesi ile muhatap olan kişidir vergi sorumlusu vergi kanunlarına göre kendisi mükellef sayılmayıp vergi mükellefi adını vergiyi ödemek ve vergiye ilişkin değer şekil ödevleri yerine getirmek zorunda olan kişidir

Vergi sorumlusunun en tipik örneğini ücrelilere ilişkin gelir vergisi uygulamasında görüyoruz.işverenler yanlarında çalıştırdıkları kişilere hizmet karşılığı ödedikleri gelir vergisini kesip vergi dairesine onlar adını yatırmak zorundadır. Bu durumda ücretliker vergi mükellefi sayılırken işverenler vergi sorumlusu sayılmaktadır.

 

VERGİDE İSTİSNA VE MUAFİYET

-         İstisna verginin konusunda muafiyet ise mükellefiyette kısıtlamayı ifade eder.

-        istisnaya örnek olarak katma değer vergisinden ihracat istisnasını gösterebiliriz

-        muafiyete örnek olarak gelir vergisi kanunda yer alan esnaf muaflığı, küçük çiftçi muaflığı, ve diplomat muaflığını göstermek mümkündür.

Advolerm matrah: Vergi konusunun ekonomik değeri alınıyorsa satış fiyatı vs advolerm matrah sözkonusudur.

Spessifik Matrah : Verginin konusu uzunluk, ağırlık, yüzölçümü, adet vb olarak alınıyorsa spesifik matrah sözkonusudur.

 

Vergi Matrahının Tespitini ilişkin Usuller

a)   İdari Takdir Usulü : doğrudan doğruya takdir usulü olarakta nitelendirilen bu usulün esası vergi idaresinin, her bir vergi yükümlüsüne ilişkin vergi borcunu ayrı ayrı tespit etmesidir. Son derece subjektif bir uygulama, esasına dayanan ve yükümlülerin aleyhine olarak matrahın çok yüksek belirlenmesi tehlikesini taşıyan bu usul günümüzde bazı istisnai hallerde uygulanmaktadır.

b)   Karine ve Dış Belirtiler Usulü. Bu usül doğrudan takdir usulünden biraz daha objekleştirilmiş bir şekildir. Bu usulde mükelleflerin gelir ve servetlerine karine teşkil eden bir takım dış belirtilerden yada göstergelerden hareketle vergi borcunun tespitine çalışır.

c)   Götürü Usul : Bu usulde vergi idaresi yükümlüleri münferit olarak değil belli gruplar itibarı ile ele alarak matrahlarını tespit etmektedir. Yükümlüler belirli kıstaslara göre sınıflandırılmakta ve her sınıf için ortak bir vergi matrahı tespit edilmektedir.

d)   Beyan Usülü : Beyan usulünün esas vergi matrahıın yükümlülerine veya vergi sorumluları tarafından vergi kanunlarında öngörülen ilkelere uygun olarak belirlenip beyanname adı verilen bir belge ile vergi idaresien bildirilmesidir. Bu usulde vergi idaresinin görevi beyan edilen matrahların doğruluğunu kontrol etmektir.

Vergi Tarhı : Vergi tarhı kısaca vergi borcunun hesaplanması işlemidir. Vergi usul kanunuda verginin tarhı vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi idaresi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari işlemlerdir. Biçiminde tanımlamıştır.

Vergi tarifesi : konusu ve matarahı belli olan bir verginin miktarını belirleyebilmek için vergi tarifesi denilen unsurun bilinmesi gerekir. devlet açısından bir alacak, yükümlüler bakımından ise bir borç oluşturan verginin tutarının hesaplanabilmesi için ancak vergi tarifesi ile olur.

Verginin Tebliği : Vergiyi tarh eden, yani hesaplayan taraf vergi dairesi olduğuna göre, bu işlemden karşı tarafın yani yükümlülerin yada sorumluların haberdar edilmesi gerekir. iste vergi dairesinin vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususları yükümlülere yada sorumlulara bildirmesine tebliğ denilmektedir.

Verginin Tahakkuku: Tarh ve tebliğ edilen verginin ödenecek safyahay gelmesidir. Verginin tarh edilerek yükümlüye tebliğ edilmesiyle artık yükümlü vergi borcu hakkında bilgi edinmiş olur.

Ayrıca Maliye Teorisi Ders Notu için tıklayınız...


Ekleyen:Ümit SERT
Kaynak:(Alıntıdır)
Aradığınız Dokümanı Bulamadıysanız, Farklı Araştırmalar Yapmak İstiyorsanız Site İçi Arama Yapabilirsiniz!

Ödev ve Araştırmalarınız için www.arsivbelge.com Sitesinde Kaynak Arayın:

Ödev ve Araştırmalarınız için Arama Yapın:
     Benzer Dokümanları İnceleyin
Psikolojiye Giriş Ders Notları(5454)

BİYOKİMYA DERS NOTLARI(5426)

Günlük Ders Planı Örneği(5426)

Siyaset Bilimi Ders Notları(5421)

Eski Anadolu Türkçesi Ders Notları(5416)

          Tanıtım Yazıları
      
Türkçe İtalyanca ve Almanca Cümle Çevirisi İçin Birimçevir Sitesi

Esenyurt, Beylikdüzü ve Kartal Bölgelerinde Satılık Daire İlanları

Belge Çevirisi

Siz de Tanıtım Yazısı Yayınlamak İçin Tıklayın

Diğer Dökümanlarımızı görmek için: www.arsivbelge.com tıklayın.          

Siz de Yorum Yapmak İstiyorsanız Sayfanın Altındaki Formu Kullanarak Yorum Yazabilirsiniz!

Yorum Yaz          
Öncelikle Yandaki İşlemin Sonucunu Yazın: İşlemin Sonucunu Kutucuğa Yazınız!
Ad Soyad:
          
Yorumunuz site yönetimi tarafından onaylandıktan sonra yayınlanacaktır!