Kültürün Ekonomik Kalkınmaya Etkisi ve Türkiye-Rusya Ekonomik İlişkisi
The Effect of Culture on Economic Development and Turkey-Russia Economic Relations
Emine Ebru Usta(Ministry of Family and Social Policies, Turkey)
1 Giriş
Sosyal bir kavram olarak "kültür" kavramının kaynaklarda üzerine hemfikir olunmuş ortak bir tanımına rastlanmamaktadır. Nitekim Trifonovich'e göre kültür kavramının 450'den fazla tanımını yapmak olasıdır (Aydın, 2003). Genel bir tanımlama yapacak olursak kültür, "bir toplumun sahip olduğu bilgi, inanç, sanat, ahlak, gelenek ile her türlü beceri ve alışkanlıklar toplamını ifade eden karmaşık bir bütün" olarak düşünülebilir.
Küreselleşen dünyada kültür ve ekonomik faaliyetlerin ülkelerarası ikili ilişkilerini ilerletmede ve devamını sağlamada önemli bir faktör olduğu bir gerçektir. Fukuyama, herhangi bir ülkede işlerin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda kültürel değerin temel alınması gerektiğini iddia etmektedir. Bu görüş ışığı altında uluslararası ticari görüşmelerin başarısızlığının büyükbir kısmının ürün dışında kalan sosyo-kültürel unsurlardan kaynaklandığı açıklanmaktadır.
Bu çalışmada öncelikle kültürün genel bir tanımı yapıldıktan sonra, ekonomik yapı ile sosyal ve kültürel yapı ilişkisine değinilecek ve sonraki bölümde Türk ve Rus ortak kültürel yapısı kısaca özetlenecektir. Son bölümde ise iki ülke arasındaki uzun yıllardır süre gelen derin ve çok boyutlu ilişki incelenecek, özellikle 2001 krizi sonrası büyüyen ekonomisiyle ön plana çıkan Türkiye ile yükselen piyasa ekonomilerinin önemli bir ülkesi olan RF ile giderek artan ekonomik ilişkileri güncel verilerle gösterilecektir.
2 Kültürün Tanımı
Kültür sözcüğünün Latince ekip ürün almak, üretmek anlamına gelen "cultura" sözcüğünden geldiğini ve birçok dünya dilinde aynı sözcüğün kullanıldığı bilinmektedir. Kültür sözcüğü zaman içerisinde değişimlerin gelişimlerin ışığında öylesine zengin anlamlara bürünmüştür ki bu da şaşırtıcı değildir, çünkü "üretim" insanlık tarihinde sadece tarımsal düzlemde değil, düşüncelerin evrimi, teknik ve teknolojinin gelişimi düzeyinde de gerçekleşen bir olgudur. Ve bu tür değişimlerin hayat tarzlarından düşünme biçimlerine ve inançlara dek etkili olmaması olanaksızdır.
Tarihsel bilgiler bize kültürün tüm toplumlarda mutlaka bir birikime dayandığını göstermektedir. Bu birikim, kültür tarihçilerine göre (enerji, tarım, madencilik, metalürji, av ve balıkçılık hep işlemeyle gelişmiştir), zanaat (tüketim eşyalarını ve bununla ilgili teknik sorunların çözümüne yardımcı olacak mekanik nesneleri üretme), dönüştürme (maddeyi fiziksel, kimyasal, teknolojik olanaklarla başka bir nesneye dönüştürme, örneğin sentetik nesneler gibi) ve nihayet yaşam alanını yani mekanı değiştirme (inşaat, mimari, ulaşım için yollar, çevre düzenlemesi) eylemleriyle oluşur. Bütün bu eylemlerin farklı coğrafi alanlarda farklı topluluklar tarafından oluşturulması aslında dünya kültürünün özünü oluşturmaktadır ve bütün toplulukların er yada geç karşılıklı ilişkileri ve haliyle karşılıklı etkileşimi kaçınılmazdır.
Dokümanın tamamı için tıklayınız… |